1- Mükemmel bir kalsiyum kaynağı: 1 su bardağı kadar yoğurtta
300 mg. civarında kalsiyum var.
2- Kilo kontrolünü kolaylaştırıyor: Zengin protein ve kalsiyum
içeriği, yoğurdu kilo dostu bir gıda haline getiriyor.
3- Bol miktarda protein ihtiva ediyor: 200 gram yoğurtta yaklaşık
12-13 gram kadar protein var.Biliyorsunuz protein insüler sisteme
zarar vermeden enerji sağlıyor. Ayrıca yapım ve onarım işlerinde de
proteinler kullanılıyor.
4- Probiyotik zenginliği var: Yoğurt bifidobakteriler ve
laktobasillerden zengin bir besin. Bazıları bu bakterilerden yana
ayrıca da güçlendirilebiliyor. Bağırsağınızdaki probiyotik güç
arttıkça kabızlık sorununuz hafifliyor, enfeksiyon riskiniz
azalıyor, bağışıklığınız güçleniyor, kilo kontrolünüz
kolaylaşıyor.
5- Kemik dostu: Yoğurdun protein, D vitamini ve kalsiyumdan güçlü
yapısı, onu olağanüstü etkili bir “kemik ilacı” haline getiriyor.
Yoğurt tüketimi arttıkça osteoporoz, yani kemik erimesi ihtimali
azalıyor.
MERCİMEK Mİ, MAŞ FASULYESİ Mİ
İkisi de birbirinden lezzetli. İkisi de tıka basa bitkisel
protein, posa, vitamin ve mineral dolu. Ne maştan, ne de
mercimekten vazgeçin. Fırsat buldukça ikisinden de faydalanmanın
bir yolunu bulun.
Maş fasulyesini gündeme getirmemin nedeni farklı. Maş bizde değeri
iyi bilinen bir bakliyat değil. Toroslar ve Akdeniz bölgesinde
yetiştiriliyor. Piyaz, çorba ya da kıymalı sulu yemek şeklinde
tüketilebiliyor.
Mercimekten farklı bir özelliği var mı? Var! Kalori içeriği
mercimekten birazcık daha az, 100 gramı 90-100 kalori ihtiva
ediyor. Tok tutucu etkisi ise mercimekten daha fazla; daha uzun
süreli ve kalıcı tokluk sağlıyor.
Mercimeğe oranla enzimatik ve bitkisel östrojen gücü de daha fazla.
Bu iki özelliği nedeniyle bilhassa 40 yaş sonrası kadınlara tavsiye
edilen bir besin. Maşın bir mühim özelliği daha var: Lesitin
zenginliği! Lesitinin mükemmel bir karaciğer desteği olduğu
biliniyor.
PİRİNÇ Mİ BULGUR MU
Pirinci değil bulguru öne almamız, birinciliği bulgura vermemiz
gerekiyor.
Bunun farklı nedenleri var: Bulgur bitkisel protein bakımından da,
demir ve kalsiyum gibi değerli mineraller açısından da, posa gücü
yönünden de pirinçten daha değerli ve güçlü bir besin. Düşük
nişasta ve yüksek posa gücü sayesinde glisemik yükü de pirinçten
çok daha az. Bu sayede kan şekerini pirinç kadar hızlı ve ani
yükseltme tehdidi taşımıyor. Dolayısıyla tok tutma kapasitesi daha
fazla, insülini patlatma gücü daha düşük, insülin direncini
gıdıklama tehdidi daha az. Zaten bu nedenle de insülin direncine
bağlı kilo sorunu veya şeker hastalığı olanlara beyaz cilalanmış
pirinç değil de bulgur –özellikle de kepeklisi- tavsiye
ediliyor.
Canınız ille pirinç pilavı mı çekiyor? Tavsiyemiz şunlar:
Cilalanmışını değil kepeklisini tercih edin. Yuvarlak tombul olanı
yerine uzun eliptik olan basmati pirincine yönelin. Bir yerine
yarım tabakla yetinin.
Kan şekerinizi daha az etkilemesini istiyorsanız protein zengini
bir başka besinle (yoğurt, kıyma veya et, tavuk, ton balığı)
evlendirin.v
VİŞNE Mİ KİRAZ MI