Zerdeçal, son yılların gözde baharatı. Lezzeti kadar sağlık faydaları da çok konuşuluyor. Zira o, çok yönlü bir ilaç gibi de çalışıyor. Kanserle, damar sertliğiyle, kronik iltihapla, bellek bozukluğuyla, paslanmayla, kısacası bizi yaşlandıran ne varsa hepsiyle savaşıyor.
Zerdeçalın etkinliğini doğrulayan çalışmaların çoğu ABD’nin en
önemli araştırma merkezlerinde (MD. Anderson Cancer Center, UCLA
Neurology Department) yapılıyor. Bu merkezlerin elde ettiği
güvenilir verilere göre de, zerdeçal tüketimi arttıkça kansere
yakalanma ihtimali azalıyor. İyi bir sağlık bakımı almamaları,
yeterli ölçüde hijyenik bir yaşam sürme şansı yakalayamamaları,
beslenmelerinde gerekli mükemmelliklere ulaşamamalarına rağmen
Hintlilerde Avrupa ve Amerika toplumlarına oranla kalınbağırsak,
meme, mide, böbrek, akciğer ve prostat kanserlerine daha seyrek
rastlanmasının arkasında da muhtemelen bol zerdeçal tüketimi
var.
Zerdeçalın bol tüketildiği Okinawa Adası’nda da kanserlere daha
seyrek rastlanıyor. Zerdeçalın kanser önleme ve mevcut bir kanserin
tedavisini destekleme yönündeki faydalarını araştıran uzmanların en
ünlüsü Dr. Bagavmall ve ekibi. Bu ekip Houston’daki (ABD) ünlü MD.
Anderson Cancer Center’da araştırmalarını sürdürüyor.
Tabii ki başka merkezlerde de benzer çalışmalar var ve neredeyse
tümünün ortak kanısı şu: Zerdeçal desteği kanserle mücadelede işe
yarayabilir...
ZERDEÇALIN KENDiSi Mi HAPI MI?
Zerdeçalı doğal yolla besinlerle birlikte tüketmekle hap haline
getirip yutmak aynı yararı sağlayamayabiliyor.
Çünkü zerdeçal, daha doğrusu zerdeçalın içindeki “kurkumoid” adı
verilen doğal mucize maddeler bağırsaktan kolay kolay emilmiyor.
Gıdalarla birlikte (doğal yolla) alınan zerdeçal, daha doğrusu
içindeki şifalı maddeler (kurkumoidler ve turmeronlar) haplarla
alınanlara oranla bedene daha kolay giriyor.
Kısacası doğal yoldan yemeklerle alınan zerdeçal ile besin desteği
olarak yutulan zerdeçal haplarından faydalanma oranı arasında
dağlar kadar fark var. Avuç dolusu para ödeyerek satın aldığınız
zerdeçal haplarının yüzde doksanından fazlası işe yaramıyor.
Zerdeçalın aktif/etken maddesi kurkumindir ve toz zerdeçalın kuru
ağırlığının küçücük bir kısmını (maksimum yüzde 5’ini) kurkumin
oluşturur. Diğer taraftan zerdeçalın sindirim sisteminden emilimi
çok sınırlıdır. Emilimi çoğaltabilmek için bazı gıda eklemelerine
ihtiyaç vardır. İlk eklenen besin karabiber olmalıdır. Karabiberde
bulunan piperidin/piperine etken maddesi, zerdeçalın emilimini
20-30 kat artırabiliyor.
Emilimi biraz daha artırmak istiyorsanız üzerine zeytinyağı
ekleyebilirsiniz. Basit bir ölçü şu olabilir: 1 tatlı kaşığı toz
zerdeçala yarım çay kaşığı karabiber ve bir çay kaşığı kadar sızma
zeytinyağı ekleyiniz. Bu karışımı çorba, salata veya cacıklarınızda
kullanmayı deneyiniz.
MiDE AĞRISI MI KALP KRiZi Mi?
En sık hastalanan organımız hangisi? Eğer böyle bir araştırma
yapılsaydı midemiz mutlaka ilk üçe girerdi! Gaz, şişkinlik, yanma,
hazımsızlık veya yemek borusuna asitli mide muhtevasının kaçak
yapmasıyla (reflü) oluşan göğüs ağrısıyla şu veya bu şekilde
muhtemelen siz de tanışmış, kalp krizi mi geçiriyorum endişesiyle
korkmuş olmalısınız!
Şimdi “reflü” zamanı! Artan stres yükümüz, fast food yiyecekler,
sentetik beslenmeye yönelen bir kültür, acele ve hızlı yemek yeme
alışkanlığındaki yaygınlaşma gastrit ve reflü salgınının başlıca
nedenleri.
Bir zamanların en önemli mide hastalığı olan “ülser” sorununa
helikobakterileri saptayıp yeni nesil tedbirlerle ameliyatsız ciddi
çözümler bulan modern tıp, gastrit ve reflüye kalıcı çözümler
aramakla meşgul. Özellikle göğüste ağrı, yanma, basınç hissi ve
dolgunlukla birlikte olduğunda en bilgili hastaya bile (!) kalp
hastalığı korkusu yaşatan reflü sorunu son 10 yılın en çok
konuşulan sağlık sorunlarından biri.
Kısacası, gastrit ve reflü sorunları en az depresyon, osteoporoz,
panik atak sorunu kadar popüler ve gündemde.
MAGNEZYUMA iHTiYACININ 10 iŞARETi