ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın yemin töreni esnasındaki konuşmasının ardından AB yöneticileri ve üye ülkelerin başkan ya da başbakanları çok sert tepkiler verdiler. AB şimdi Donald Trump'ın ABD'si konusunda çok kaygılı. ABD ve AB arasında özellikle ticaret alanında ilişkiler zaten oldukça sorunluydu. Şimdi ise ABD ve AB arasında işbirliği açısından büyük sorunlar çıkacağına yönelik olarak endişeler arttı.
Donald Trump'ın ABD başkanı olması aslında AB'nin bir başka alanda ne kadar yanlış politikaları olduğunu da gözler önüne serdi. ABD'siz düşünemeyeceğimiz AB, ABD ile çelişkiler yaşadıkça Çin, Rusya ve hatta Türkiye konusunda ne kadar hatalı politikalar uyguladığı da ortaya çıkmakta.
ABD olmadan Çin ile ilişkileri hala çok sorunlu, Rusya ve Türkiye ile “dost olmayan” bir AB'nin yalnızlığı AB için büyük bir sorun olacağa benziyor.
Geçtiğimiz hafta Almanya'nın popüler dergilerinden “Stern” dergisinin yöneticilerinden biri olan başyazarları Hans-Ulrich Jörges bu gerçeği çok net bir şekilde kaleme alan bir makale sundu. Jörges “düşmanlarımızı kendimiz yaratıyoruz” diyerek Almanya'nın ve AB'nin Rusya ile Türkiye'ye yönelik olarak büyük hatalar yaptığını dile getirdi.
“2001 sonbaharında Alman federal meclisi “Bundestag'ta” konuştuğunda ayakta alkışlanan Rusya devlet başkanı Wladimir Putin'in ardından izole edilmeye çalışılmasının ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “baş düşman” olarak tanımlanmasının kabul edilemeyecek büyük hatalar olduğunu” yazdı. Türkiye'nin AB üyeliği yolunda engellenmesinin, vize muafiyetinin reddedilmesinin ve çok önemli müzakere başlıklarının açılmamasının aslında AB'nin çıkarlarına aykırı olduğunu söyleyen Jörges çok haklı.