“Avrupa Parlamentosu von der Leyen’i seçecek mi, yoksa seçmeyecek mi?”. Aslında bu sorunun mantıki cevabı çok basit: “Evet, seçecek. Daha doğrusu seçmeyecek de ne yapacak?”
Üstelik AB Liderleri bu durumdan tek sorumlu olanlar da değil. Avrupa Parlamentosu da işlerin bu noktaya varmasında büyük bir sorumluluğa sahip.
Her şey Almanca “Spitzenkandidat” (bir numaralı aday) kelimesi yüzünden. Almanlar bu kelimeyi çok seviyor. Her seçimde illa bir “Spitzenkandidat” olması aslında sadece Almanya için doğal bir durum. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Almanlar “Spitzenkandidat” olarak EPP adayı Manfred Weber’i seçti. Bu doğru. Ancak AB üyesi diğer 27 ülkede seçmenler öyle sanıldığı gibi “Spitzenkandidat” falan seçmediler. Her zaman yaptıkları gibi kendilerine yakın buldukları partilere oy verdiler. Çoğu seçmenin “Spitzenkandidat” sisteminden haberi bile olmadı. Onun için de seçim sonrası Avrupa Parlamentosu tarafından sürekli dile getirilen “ama hani Spitzenkandidat AB Komisyonu Başkanı olacaktı!” itirazını anlamakta da güçlük çekmekteler.