'Ne Rahmaninov ne de Kızıl Ordu, tek bir plak bile bulamadım, her yerde İbrahim Tatlıses kasetleri var.”1994 yılıydı, Bakü’de, Sovyet dönemine dair arayıp da bulamadıklarım için söyleniyordum durmadan.Tek Türkiye kanalı TRT 1’de, Ferhunde Hanımlar’ı seyredip, Yakup Kadri’nin Yaban’ını okuyup, ardından uzun yürüyüşlere çıkarak geçiyordu günler.İstanbul’a telefon açmak demek 6 saat beklemek demekti, musluktan akan suyu ancak kaynattıktan sonra içebiliyorduk.Yürüyüşlerim, şehitliğin arkasında, Abşaron Yarımada’sını gören geniş taraçada bitiyordu genellikle.Karanfil bırakılmış mezarların başında ağlayanların yanından geçip, manzara seyreden...