Televizyonlarda çok kavga gördüm ben. Kavga deyince, Sevda Demirel’in Hande Ataizi ya da Medyum Memiş’in Keto’ya attığı tokatlardan söz etmiyorum. Onlar sabun köpüğü işlerdi, kavgalar da daha çok kişisel kavgalardı, hayatımızda bir değişikliğe yol açmadı. Seyrettiğim canlı yayınlardan iki tartışma çok aklımda kaldı. Birincisi, MHP Genel Başkanı olarak Alparslan Türkeş’in, DEP Milletvekili Orhan Doğan ile 1993’te Çapraz Ateş programında yaşadığı tartışmaydı. Rahmetli Türkeş’in, New York’ta İtalyanca, Dakota’da Almanca konuşanlar üzerinden verdiği ABD örnekleri stüdyodaki havayı değiştirmiş, bilgi ve duruş mağdur edebiyatının o gece için sonunu getirmişti. Aralık 1995’te, 32. Gün’de Türk solunun önde gelen isimleri Doğu Perinçek, Ertuğrul Kürkçü ve Bülent Uluer karşı karşıya gelmişti. Döneklik ve Abdülhamid’e destek verme tartışması stüdyoyu alevlendirdi, küfürler edildi, el kalktı ama neyse ki bir yere inmeden havada kaldı.