Dostoyevski, “Suç ve Ceza” romanında bizi müthiş bir sorgulamaya mecbur eder, ailesine yardım etmek için bedenini satmak zorunda kalan Sonya karakterine, aynı zamanda bir ahlaki güç ve iyileştirici rol biçer.Hayat romanlar kadar romantik değil ama...1986'da Antalya'da 4 kişinin tecavüzüne uğrayan bir hayat kadınının açtığı davada, sanıklara 1926 yılında çıkarılmış bir yasa maddesindeki 'Fahişeye tecavüz halinde 3'te iki oranında ceza indirimi' maddesi devreye girer.Yasa gereği sanıklara ceza indirimi uygulayan hâkim, bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne dava açar ama madde iptal edilemez. Ancak Kasım 1990'da düzeltir siyaset hatayı.Karakterini bedeninin önüne koyabildiğimiz için bir roman kahramanı Sonya'ya âşık olacak kadar saf ve hayatın acımasızlığına karşı öfkelenmekten başka bir şey yapamayan etkisiz çocuklardık.'Mektebe' gidip 'Milli' olmadan kurulan cümlenin ağırlığı olmazdı bıyığı terlilerin çilingir sofrasında.***