Özcan Yeniçeri Yeniçağ Gazetesi

Adalet yürüyüşünden rahatsız olanlar!

Türkiye'de basın ve yayın organları 'kraldan çok kralcıdır'.Türkiye'de göze girmek, gözde kalmak, çıkar ve kariyer sağlamak uğruna ve sözde "gazetecilik" adına yapılmayan dalkavukluk...

05 Temmuz 2017 | 1.535 okunma

Türkiye'de basın ve yayın organları 'kraldan çok kralcıdır'.Türkiye'de göze girmek, gözde kalmak, çıkar ve kariyer sağlamak uğruna ve sözde "gazetecilik" adına yapılmayan dalkavukluk kalmamıştır.Reis'in gözüne girmek, dikkatini çekmek ve devletin uçağında bir adamlık yer kapmak için yapılmadık dalkavukluk kalmamaktadır.Televizyonlar hükümetin, AKP'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylediklerini başka cümlelerle tekrar eden, onaylayan ve yücelten araçlar haline gelmiştir.Bu durumdan Cumhurbaşkanı Erdoğan bile rahatsızdır.Nitekim gazetecilere "Gerçekten sizler gerek hükümetimizle gerek şahsımla, ne konuşuyorsam, aynı şeyi konuşmak zorunda değilsiniz" demek zorunda kalmıştır. Ardından da 'Yerli ve millî olanın yanında olun gerisi ayrıntıdır' demiştir. Asimetrik siyaset!Türkiye'de yalnız televizyonlar değil neredeyse bütün STK'lar iktidar partisinin aparatları haline dönüşmüştür.İktidar partisinin hoşuna gitmeyen herhangi bir analiz yapan kültür ve sanat adamının bu iktidar döneminde mevcut yerini muhafaza etmesi söz konusu değildir.Spor kulüpleri, iş adamları, meslek kuruluşları, üniversiteler her anlamda iktidar yanlısı davranmak durumunda ve konumundadır.Referandum sürecinde belediyelerin, vilayetlerin, kaymakam, vali, rektör, yargıç ve din adamlarının ne denli siyasileştiği, AKP'nin propaganda aracı haline geldiği görülmüştür.Sonuçta partili cumhurbaşkanı, partili hükümet başkanı, partinin genel başkanı aynı kişi olunca yargıyı da bu yapı atayınca 'parti devleti'nin bütün unsurları tamamlanmış oldu.Türkiye'de hem siyaset hem devlet hem de özgürlük, iktidar dışında kalanlar için asimetrik hale gelmiştir.Kuşkusuz göstermelik demokrasi hâlâ vardır ve seçimler parti devletinin koruması altında yapılmaya devam edecektir.Kılıçdaroğlu'nun "Adalet" arayışı!Kılıçdaroğlu bir yandan "%49'luk Hayır" blokunu konsolide etmek, diğer yandan parti içinde muhaliflerin oluşturduğu gerilimi dağıtmak, öbür yandan da OHAL'lerin, kararname ve yargılamaların oluşturduğu mağdurların sözcüsü olmak üzere Ankara'dan İstanbul'a adalet yürüyüşü başlattı.Her şeye hâkim iktidar cenahına göre Türkiye'de adalet sorunu yoktur ve bu yürüyüşün gerginlik çıkarmaktan başka amacı yoktur.                Erdoğan, adalet için yürüyenlere "Bu ülkede adalet var, adaletin pençesinden kurtulamayacaksınız". diye cevap veriyor.                Erdoğan iktidarı yürümeyi, bir anayasal hak olarak değil "hükümetin bir lütfu" olarak görüyor ve sunuyor. Erdoğan, adalet yürüyüşünü değerlendirirken bu yürüyüşten "Hem FETÖ ve hem PKK'nın övgüyle bahsettiğinden" söz ediyor.Daha da vahimi bu yürüyüşe katılan kitleleri "taammüden vatana ihanet suçuna ortak" olmakla itham ediyor.Erdoğan'ın sözleri Kılıçdaroğlu'nun adalet yürüyüşünün iktidarı ne denli rahatsız ettiğinin delilidir.Dahası yaşananlar yürüyüşün ne denli etkili olduğunun da göstergesidir.Adalet yürüyüşü ve demokrasi!Bu yürüyüşü FETÖ'yle, PKK'yla ya da DHKP-C'yle ilişkilendirip itibarsızlaştırmak ne iktidarın ne de ülkenin yararınadır.Yürüyüş öncesi başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere iktidar yanlıları konuşur herkes dinlerdi.Yürüyüş sonrasında Kılıçdaroğlu da konuşuyor.Medya zorunlu olarak bu yürüyüşten bahsetmek zorunda kalıyor.Biz yalnız 2 Haziran 2017 tarihli günlük gazeteleri inceledik.O gün için gazetelerde 19 adet yürüyüşü konu alan köşe yazısı tespit ettik.Bu köşe yazılarının yüzde sekseni tahmin edileceği gibi iktidarı övüyor, yürüyüşü yapanları yeriyor.Televizyondaki tartışma programlarının ise yüzde doksanı yürüyüş ve adalet konuludur.Konuşan her iktidar yetkilisi, söze adalet yürüyüşünü eleştirmekle başlıyor.Bu durum adalet yürüyüşünün ülke gündemini belirlediğinin delilidir.AKP iktidarı döneminde muhalefetin bir sivil itaatsizlik eylemi ilk kez bu kadar etkili bir biçimde tartışılıyor.                Etkili ve yetkili bilumum odakların bu yürüyüşü zorunlu olarak eleştirmesine karşın sonuçta kötü de olsa Kılıçdaroğlu'ndan ve CHP'den söz ediyor.                Reklamın kötüsü olmaz!

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Vatandaşın gündemiyle siyasetin gündemi! 02 Şubat 2021 | 314 Okunma HDP'yi kapatmamak! 29 Ocak 2021 | 349 Okunma "Mazlumun ahı indirir Şahı" 26 Ocak 2021 | 660 Okunma Milli güvenlik ya da ağır uyku! 22 Ocak 2021 | 212 Okunma İktidarların düşmana ihtiyacı vardır! 19 Ocak 2021 | 384 Okunma