Küresel güçler Orta Doğu'da bilek güreşi yapıyor. Bu durum Suriye'de büyük bir kaos yaşanmasına sebep oluyor. Suriye kan sızıyor, kan kokuyor, gözyaşı döküyor.
Kimin eli kimin cebinde belli değil. Kim kiminle iş tutuyor? Dost kim, düşman kim bilinemiyor. Dahası kimin neyi nasıl yaptığı da bilinmiyor.
Suriye'yle ilgilenen hemen her ülke birbiriyle çelişen politik duruşlar sergiliyor. Söz gelimi ABD bir yandan Suriye'den çıkacağını açıklarken diğer yandan Suriye'ye asker ve silah sevkiyatı yapıyor. Rusya bir yandan Türkiye'yle Soçi/Astana/Ankara süreçlerini sürdürürken diğer yandan PYD'yi masaya oturtmaya çalışıyor. İran bir yandan mezhepçi bir strateji izleyip zaman zaman da PKK'ya göz yumup yardım ederken diğer yandan Türkiye'yle Suriye'de ilişkilerini en üst düzeyde sürdürüyor.
Gerçekçi strateji!
Suriye'de strateji gerçeklerin üzerine oturtulabilmesi için şu dört politik faktörü esas alması şarttır: Jeopolitik, teopolitik, petropolitik ve hidropolitik.
Orta Doğu'da jeopolitik, teopolitik, petropolitik ve hidropolitik unsurları dikkate almayan hiçbir stratejinin geleceği yoktur ve olamaz.