CIA direktörlerinden Richard Helms ülkesinin "dolaylı millî güvenlik stratejisi"ni şöyle ifade etmiştir: "Amerika halkı ve topraklarının, Amerikan değerler sisteminin ve yaşama biçiminin yayılması yoluyla korumak".Değer ve yaşama biçimlerinin yaygınlığını küresel odaklar millî güvenlik sorunu olarak görmektedir.Küresel şirketlerin, Hollywood'un, medya ve eğlence biçiminin bu bağlamda yönlendirildiği açıktır.Şirketler yalnız ticaret yapmıyor! Şirketler yalnız iş yönetimi, bankacılık ve pazarlama yöntemlerini değil, kavramları, siyasal felsefeyi, konuşma, anlaşma biçimlerini, göreneklerini, sosyal hareketlilik anlayışını ve Batı uygarlığına özgü değerlerin parçalarını da iletmekte ve aşılamaktadır.Şirketler bir yandan mal satarak kârlarını maksimum yaparken diğer yandan da ülkelerinin değer yargılarını, yaşama biçimlerini, eğlence, zevk ve kavramlarını satarak kârlarıyla birlikte değerlerini de devamlı kılmaya çalışıyorlar.Satılanlar arasında maldan daha önemlisi kavramlardır.ABD'li bir şirketin temsilcisinin "biz bir ülkeye mal satmadan önce kavram satarız" sözleri amaçsız söylenmiş değildir.Kavram satışlarıyla şirketler misyonerlerin geçmişte yaptıkları görevlere benzer görevleri yerine getirirler.Kavram satışıyla şirketler öncelikle mallarına karşı var olan psikolojik mukavemeti kırarlar, ortam hazırlar sonra da o ülkeye mal sokar.Her mal bir simgeyi, sembolü, görüntüyü, işareti ve değeri de birlikte getirir.Hem mideyi hem zihni ele geçirmek!Aynı dünyayı birlikte paylaşmak zorunda olduğumuz toplumların ve örgütlerinin amaçları çok açıktır.Doğrudan ya da dolaylı olarak değerlerini, mallarını, sembollerini, simgelerini velhasıl bütün kültürel değerlerini mümkün olduğunca yaygınlaştırarak dünyayı hem mide hem de zihinsel olarak ele geçirmek. Çok açık olarak mallarla birlikte ahlak, dini değerler, eğlence biçimleri, alışkanlıklar kısacası yaşama biçimleri üzerinde egemenlik kurulmaya çalışılır.Amaçlarını saklamak için de hedef toplum aleyhine her türden zulüm, karıştırıcılık ve tahrik sahneye konur.Kavram yıkıcılığı!Millî olan kavramları değersizleştirme onun yerine ithal kavramlar ikamesi aynen mal ticareti gibi ince bir stratejinin ürünüdür.Sureti haktan gerekçelerin arkasında saklanır, ince ve rafine bir biçimde uygulamaya konulur.Piyasaya sürülen mallarla geleneksel dirençler kırılır.Hedef ülke insanına midesel faaliyetler için zihinsel faaliyetlerin durdurulması önerilir.Milletlerarasında gerçekleşen siyasi, iktisadi ya da sosyal karakterli ilişkilerde hiç bir zaman gerçek amaç açıkça ortaya konmaz.Ülkeler birbirlerine sürekli olarak çeldirici, caydırıcı, kirletici ve köreltici tutumlarla yaklaşırlar.Pusu, şaşırtma ve yanıltma yalnızca savaşlarda uygulanmaz.Millî kavram, değer, simge ve heyecan kaybı raslantısal değil stratejiktir.İşin ilginç yanı da bu tür taktik ve operasyonların artık doğallaşmasıdır.Diplomatlar satıcı, satıcılar diplomat oldu!Bugün devletle özel sektörün yurt dışındaki geleneksel rolleri değişmiştir.Artık diplomatlar satıcı, satıcılar da diplomat olmuştur.Şirketlere arkalarındaki ülkeler yeni misyonlar yüklemiştir.Bu misyonlardan birisi de ticaret vasıtasıyla uluslararası insan yaratmaktır.Aynı şeyleri yiyen, aynı şeyleri içen, aynı şeyleri seyreden, aynı şeyleri düşünen insan şirketlerin işini kolaylaştırmaktadır.Mal satma uğruna yapılanlar!Satılanın yalnız mal olmadığı aynı zamanda bağımlılık olduğu da malumdur.Şirketler ve ülkeler için bu hayati bir durumdur.Bunun için savaş çıkarılır, darbe yapılır, terör pazarlanır...Bir "United Fruit" yöneticisi daha 1920'lerde şöyle yazmıştı: "Çıkarlarımıza varmak için ülkenin yeni oluşmaya başlayan ekonomisinin içini boşaltmalıyız. Trajik, işkenceli, ihtilallerle dolu yaşamını uzatmalıyız; rüzgâr yalnız bizim yelkenlerimizi şişirmeli, su yalnız bizim omurgalarımızı ıslatmalıdır".Siz siz olun da önünüze sürülen her hangi bir malın, bilginin ya da kavramın yalnız kendilerinden ibaret olduklarını düşünmeyin!