ABD'nin Orta Doğu politikası kaba bir emperyalist müdahaleden ibarettir. Bütün ABD stratejilerinin amacı İsrail'i bölgede tek hâkim aktör haline getirmektir. Bunun için de bölgedeki İslam ülkelerinin parçalanması, etkisizleştirilmesi ve birbirine karşıt ülkeler haline getirilmesi gerekmektedir. İsrail'e yakınlığına ve güçlerine göre ülkeler ABD müdahaleleriyle parçalanmaya ve butik devletlere dönüştürülmeye çalışılmaktadır.
Irak'ın başına gelenler tamamen bu stratejinin ürünüdür. Irak'ın ilk hedef olarak görülüp müdahaleye muhatap olmasının iki nedeni vardır. Birincisi Irak'ın İsrail'e çok yakın olması ve İsrail'i tehdit edecek bir konumda bulunmasıdır. İkincisi Irak coğrafyasının çok zengin petrol yataklarına sahip olmasıdır.
ABD önce Irak'ı İran'a karşı harekete geçirdi. Irak'ın sert gücü İran'la on yıla yakın süren savaşla yumuşatıldı. Ardından ABD doğrudan Irak'a müdahale etti. Sonuçta ABD, Irak'ı Sünni, Şii ve Kuzey Irak Kürdistan'ı olmak üzere üçe parçaladı. Böylece Irak kendi kendisiyle savaşan bir ülke konumuna düşürüldü.
Aynı stratejiyi ABD bu kez, Suriye'de yürütmektedir. ABD'nin bütün amacı Suriye'yi İsrail'i tehdit edebilecek bir güç olmaktan çıkarmaktır. Bu amaç için bir yandan İsrail karşısında Suriye budanırken diğer yandan ülkenin kuzeyinde Türkiye ve İran'ı frenleyecek bir Kuzey Suriye Kürdistan'ı oluşturmaya çalışılmaktadır.
Türkiye geç de olsa durumu fark etti ve Suriye'de Fırat Kalkanı harekâtına girişti. Afrin, TSK tarafından teröristlerden temizlendi. ABD, bir yandan PYD'nin güdümündeki Münbic bölgesini Türkiye'yi meşgul etmekte kullanırken diğer yandan Fırat'ın doğusunda Bağımsız birleşik Kürdistan'a gidecek yolu açmaya çalışmaktadır.
IŞİD ile savaşmak ve despotik Esat rejimine karşı ABD bölgede olduğunu söylüyor. Bölgede IŞİD yok, ABD'nin Esat rejimiyle de en azından görünür bir sorunu yoktur. Buna karşın ABD bölgeye binlerce TIR silah sevk etmekte, elektronik radarlar kurmakta, üsler inşa etmektedir. Niçin ve kime karşı ABD bunu yapmaktadır?