Konfüçyüs, bir mezarın başında acı acı ağlayan bir kadına rastlar. Üstat kadına yaklaşır ve sorar "Senin ağlaman acı üstüne acı çekenlerin ağlamasına benziyor." Kadın, "öyle" der ve devam eder, "bir seferinde kocamın babasını bir kaplan öldürmüştü, sonra bir başka kaplan kocamı öldürdü, şimdi oğlumu da yine bir kaplan öldürdü."
Üstat, "Öyleyse neden bu diyardan gitmiyorsun?" diye sorar. Kadın şu cevabı verir: "Burada hükümet baskısı yok da ondan."
Bunun üzerine Konfüçyüs şöyle dedi: "Unutmayın çocuklarım; baskı yapan hükümetler kaplanlardan daha dehşet vericidir."
Beklentiler ve gerçekler!
İnsanoğlunun toplumsal tarihi insanları zorbalığın elinden kurtarmak onları özgür kılmak için girişilmiş çeşitli ayaklanmalar ve başkaldırmalarla doludur, ama ne var ki bu eylemler her zaman tasarlanan ve beklenen sonuçları vermemiştir.
İsa'nın İncil'i Roma'nın gücüne bir meydan okuyuştu. Öğretisi barışçı ve eşitlikçi; siyasal ülküsü ise; anarşikti. Ama daha sonraki yüzyılda kilise iktidarla birleşince onu sürdürebilmek için ne gerekirse yapmıştır.