Önümüzdeki günlerde paylaşmasını bilen, katılımcılığı esas alan, "ben" yerine "biz"i geçiren siyasi ve sosyal anlayışlar yükselen değer olarak öne geçecektir.
Kibrin, kendini beğenmişliğin, tepeden inmeciliğin, ayar vericiliğin, racon kesiciliğin yandaşlar nezdinde karşılığı olsa bile halk arasında karşılığı yoktur.
Tevazu, alçak gönüllülük ve içtenlik günümüzdeki siyasetin olmazsa olmazı haline gelmelidir.
Kavgacı, itici, uyumsuz ve gürültücü tavırların siyasal yönden olumlu sonuç üretmesi düşünülemez.
Çatışma duygusunun yerini iş birliğinin, ihtilafın yerine uyumun, güdülerin yerine de muhakemenin aldığı yerde hem barış sağlanır hem de etkin sonuçlar elde edilir.
İş yapmak, ekonomik kalkınmayı sağlamak her şeyden önce uzlaşmayı, anlaşmayı, birleşmeyi ve birleştirmeyi gerekli kılar.
Kin, nefret, ihtilaf ya da ön yargılar ancak savaşlarda işe yarayabilir.
Halkın siyasetten beklentileri!
AKP iktidarının on beş yıldır Türkiye'yi ticaret ve tüketim toplumuna çevirdiği, iç/dış borç, ithalat-ihracat farkı, cari açık konusunda rekor üstüne rekor kırıldığı herkesin malumudur.
Üretim ekonomisi, verimli bürokrasi, sonuç odaklı yönetim ancak etkin bir siyaset ile sağlanabilir.
Halkın refahının artırılması, insanların üretici, etkin ve girişimci hale getirilmesi Türkiye'deki siyasetin öncelikle çözmesi gereken temel sorundur.