İsmet İnönü, "Büyük devletlerle ilişki kurmak, ayı ile bir yatağa girmeye benzer" derdi. Bugünlerde Trump/Biden ya da Viladimir Putin güzellemesi yapanlar, İnönü'nün bu sözünü kulaklarından hiç çıkarmaması gerekir. Türkiye ya da herhangi bir ülke, ABD ve Rusya'yla ilişkilerde duygusal, saf ya da romantik davranma gibi bir yanlışın içine düşmemesi gerekir.
Büyük devletlerin küresel çıkarları için ürettiği uzun vadeli stratejileri vardır. ABD ve Rusya'nın Türkiye gibi ülkelere karşı izlediği siyaset bu ülkelerin stratejik çıkarlarıyla ilgilidir, yöneticileriyle değil. Bu bağlamda ABD'nin ya da Rusya'nın başında kim olursa olsun onların Türkiye'ye ya da herhangi bir ülkeye karşı uzun vadeli stratejilerinde bir değişmenin olmayacağını anlamak gerekir.
ABD'de başkan seçilen Joe Biden'in bu anlamda Türkiye'ye karşı uygulayacağı stratejinin işaretleri ortaya çıkmıştır. Joe Biden'in Dış Politika danışmanı Mıchael Carpenter, Türkiye'ye ekonomik yaptırım yaparak ekonomisini çökertmek yerine başka yollarla baskı uygulamayı tercih edeceklerinin sinyallerini vermiştir. Carpenter, Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron'un 'Türkiye'yle Gümrük Anlaşmasını geliştirme müzakerelerini durdurma' fikrine katılmadıklarını, ama ABD, Fransa ve Almanya'yla birlikte Türkiye'ye karşı çalışmaları gerekli olduğunu belirtiyor. Biden'in Dış Politika danışmanı, "Türkiye hepimizin bir arada olduğunu görünce provokatif adımlar atmaktan kaçınacaktır" diyor.
Türkiye'nin Rusya'yla ilişkilerini zenginleştirmesi, yoğunlaştırması ve sıklaştırması ABD'nin çıkarlarına aykırıdır. Bu nedenle Türkiye'yi daha fazla Rusya'nın yanına itecek siyasi davranışlardan ABD kaçınacaktır. Dahası Türkiye gibi bir NATO müttefikini ABD'nin gözden çıkarması da söz konusu olmayacaktır. Carpenter'in ifade ettiği gibi ABD, AB ülkelerini de yanına alarak Türkiye'ye karşı bir baskı politikası izlemeyi planlamaktadır. ABD'nin AB ülkeleriyle uygulamayı düşündüğü politikalara karşı Türkiye'nin uyanık ve dikkatli olması gerekir.
Türkiye'ye yönelik olarak Trump dönemi her anlamda baskıcı ve tahakküm ediciydi. Türkiye'ye S-400'ler, Ermeni tasarıları, teröre TIR'lar dolusu silahlar, Halk Bankası davaları, çelik ambargoları yetmiyormuş gibi bir de aşağılayıcı mektup ve ekonomik yönden mahvederiz tehditleri Trump döneminde birbiri peşi sıra gelmişti.
Bu arada Biden, karşısında başkanlık seçimini kaybeden Trump'ın altmış yıllık müttefiki Türkiye'ye vermediği parası ödenmiş F-35'lerin de içinde olduğu silahları gider ayak BAE'ye vermesi Türkiye ve bölge yönünden ciddi sorunlar üretecektir.