Kişi kendisine neyi, ne kadar layık görüyorsa o kadar bireydir. Batı terminolojisinde "averaj(orta) insan", "sıradan joe"lar bizim dilimizde ise "sade vatandaş" denilenler için; "mevcutla yetinmek, gördüğü ve dokunduğu kadar" ufka sahip olmak doğaldır.Gerek toplum gerekse toplumu meydana getiren bireyler, eğer kendilerine referans olarak alabilecekleri ya da mukayese yapabilecekleri kişi, kurum ya da yapılardan yoksun iseler sağlıklı "norm"lara sahip olmaları beklenmemelidir.Cevap bekleyen sorular!Zira referans kaynaklarını ya yanlış seçmekte ya da seçtiklerini kutsallaştırmakta ve onlara tabi olmaktadırlar. Ölçeği yanlış olanın ölçüsünün de yanlış olacağı doğaldır.Siyaset bugün "erdem", "onur" ve "abide şahsiyet" kimliğinde değerlerden yoksun olmanın sıkıntılarını çekiyor. Erdemin yozluk ve yobazlık karşısında zaferini gösteren örnek bir olaydan söz etmek neredeyse imkânsız bir hale gelmiştir.Ağırbaşlılığın yüzeysellik, efendiliğin çirkeflik, katilin maktul, hırsızın ev sahibi karşısında kazandığı meydan muharebelerinin ise haddi hesabı yoktur. Böyle bir ortamdan yeni nesiller hangi ilkeyi, normu ya da kişiliği örnek alabilecekler.