Türkçe, tarih-coğrafya-yurt bilgisi, matematik, fizik-kimyabiyoloji, fen bilgisi, yabancı dil, felsefe, mantık, sosyoloji, din bilgisi, beden eğitimi, resim, müzik, hal ve gidiş derslerinden “sıfır” çeken Dinsel Ortak Akıl elbette iflas edecekti ve etti. Çoktan iflas etmişti zaten. Bu derslerden geçer not almak ve çağının çağdaşı olmak için bireysel akıl gerekir. Ama medrese bireysel aklın düşmanıdır. Medresede bilgi üretilmez; bir zamanlar üretilmiş olan tek bilgi tekrarlanır. Dinsel Ortak Akıl, 610 yılı ramazan ayının 27. gecesi ile 632 yılı arasında 22 yıl konuşmuş ve sonra ebediyyen susmuştur. Dinsel Ortak Aklın bilgi dağarı, dünya ve evren bilgisi 632 yılı ile sınırlıdır. Şimdi 2019 yılındayız. Aradan 1387 yıl geçmiş. Kullanım süresi 1387 yıl önce sona ermiş bilgiyle sınava giriyorlar. Bu bilgiyle ülkeyi yönetiyorlar.
***
Bütün derslerden, sınıf adına (temsilen) Siyasal Ortak Akıl mümessili sınava giriyor. Eski öykü, masal ve menkıbelerde, savaşan iki orduyu temsilen (adına) iki pehlivan meydana çıkar. Bir kişi yener, bir kişi yenilirdi; binlerce yoksul ve sefil asker kırılmazdı. Şimdi durum tersine oldu: Komutan, “Ben yenilmedim, ordu yenildi” diyor. Ordusu yenilen komutan nasıl muzaffer olur? Ortak Akıl sisteminde böyle oluyor zaar!
***
“Din İman Masa Kasa” (Tekin
Yayınevi, 2016) adlı kitabımda ve özellikle de kitabın önsözünde
AKP’nin zihinsel yapısını, ahlaki yozlaşmasını çok iyi anlatırım
ama Şevket Demirel benden de
güzel anlatmıştır.
İslamcıların dilinde bir zulüm lafı vardır.
Güya Cumhuriyet bunlara zulmetmiştir. Bir AKP’li madrabaz bir
CHP’li ile tartışırken ağzındaki baklayı çıkarır: “İbadeti
yasaklamaya gücünüz yetmez. Siz bizi
masadan ve kasadan uzak tutuyorsunuz.”
Şevket Demirel, AKP’nin iktidar halini çok iyi
anlatır. “Din İman Masa Kasa”dan
bir alıntı: “Malı kışın aylarca ahıra
kapatırsın. Sonra bahar gelince çayıra
saldığında yeşil otlara nasıl saldırırsa
bunlar da deliler gibi paraya
saldırdılar. Nasıl mı? Örneğin; benim
üzerinden her gün geçtiğim kaldırımı tam 4
defa söküp buranın taşını oraya, oranın
taşını buraya yeniden döşeyerek.
Tabii utanma vs. beklemek boşunadır.”
***