Aşkın yeniden icat edilmesinin ticari müstehcenliğe ve günümüzde solun yaşadığı bozguna karşı olası bir direniş noktası olması... Bununla ilgili soruyu Alain Badiou yanıtlıyor:
***
“Bence Fransa’nın hem bir devrimler ülkesi, hem de gericiliğin etkisi altındaki bir ülke olduğunu anlamak çok önemli. Yabancı arkadaşlarımla sık sık tartıştığım bir şey bu, çünkü onlar hâlâ ha bire devrimci icatlar ardında koşan, olağanüstü Fransa söylencesine takılmış kalmışlar. Dolayısıyla, adı devrimle birlikte pek de anılamayacak Sarkozy’nin seçilmesine biraz şaşırdılar... Onlara yanıt olarak, Fransa’nın tarihini Aydınlanma Çağı felsefecilerinin, Rousseau’nun, Fransız Devrimi’nin, Haziran 48’in, Paris Komünü’nün, Halk Cephesi’nin, Direniş’in, Kurtuluş’un ve Mayıs 68’in birbiri ardına dizildiği bir tarih olarak gördüklerini söyledim.