“AKP Çorum Belediye Meclisi
üyesi Reşit Keleş
Facebook hesabından M.K. Atatürk ve
sevenlerine kin kusmuş. Hutbede Atatürk adını
anmayan Diyanet İşleri Başkanlığı’nı eleştirenlere
basmış küfrü...” Ne demiş ?
“Diyanet Kemalistlere göre hutbe
yapacak; / Diyanet Kemalistlere göre fetva verecek;
/ Müslüman Kemalistlere göre inanacak: / Müslümanların
helalini haramını Kemalistler belirleyecek: /
Buna laiklik diyeceğiz; Siz kimsiniz o... ç...”
demiş.
***
Benim çocukluğumda böyle konuşanların ağzına
kırmızıbiber sürerlerdi; şimdi belediye meclis üyesi, milletvekili
falan yapıyorlar.
Adamın söylediklerinin tamamı mugalata ve
yalan. “Kemalist” dediği insanların tamamı Cumhuriyeti
savunan vatandaşlar. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı ne yazık ki bu
Cumhuriyet kurdu. Bu durumda anayasamızın Diyanet İşleri ile ilgili
maddesine (M.136) bakmak zorundayız:
“Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri
Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda,
bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin
dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve
bütünleşmeyi amaç edinerek, özel
kanununda gösterilen görevleri
yerine getirir.”
Şu anda ve çoook uzun süredir Diyanet İşleri
Başkanlığı, anayasanın 136. maddesini ayağının altına almış paspas
gibi çiğnemekte. Anayasaya aykırı davranan bütün Diyanet İşleri
başkanları Başyücelik rejimi yıkılır yıkılmaz yargı organlarına
hesap verecektir. O zaman geldiğinde Reşit Keleş gibi yaratıkların
ağzına kırmızıbiber sürülecek. Böyle biline!
***
Türkiye’nin ve dünyanın İslam diniyle bir
sorunu (islamofobi) yok; sorun bazı Müslümanların
İslamomanyaklığıyla. Bunu “müslümanofobi” olarak
tanımlamak mümkün.
Gelecekte var olmak istiyorlarsa, Müslümanlar
da tıpkı Hıristiyanlar gibi çağının çağdaşı olmak zorunda.
Gelecekte, cami ve ezan varlığını sürdürecek, Müslümanlar dinin beş
koşulunu yerine getirecek, ramazan ve kurban bayramları, kandiller
olacak... Buna şimdi ve gelecekte hiçbir rejim ve iktidar engel
olamaz. Ama sonuç olarak İslam kamusal alandan ve siyasetten
çekilmek zorunda: Çünkü bu yüzyılda inanç kamusal değil
bireyseldir. Bunu kabul etmeyenler gelecekte varlıklarını
sürdüremeyecek ve mağaralara çekilmek zorunda kalacaklar. Türkiye
Cumhuriyeti’nin laik düzeni ayakta kaldıkça Türkiye Müslümanları
için böyle bir tehlike yok. AKP’lilerin de İslamcıların da böyle
bir şansı heba etmek isteyeceklerini sanmıyorum.
***