Yapılması gereken zamanında ve yerinde yapılmaz ise hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur! Maşallah, bu yıl, anayasanın 174. maddesi tarafından korunan (8 adet) İnkılap Kanunları’ndan “Tevhidi Tedrisat Kanunu” birden moda oldu. Hakkında yazan yazana... Devrim Yasaları ve özellikle de “Tevhidi Tedrisat Kanunu”nun (Öğrenim Birliği Yasası) bu yıl mı ırzına geçilir oldu? İmam hatip okulları bu yıl mı ülkeyi istila etti? AKP iktidarının Devrim Yasaları düşmanlığı bu yıl mı başladı? Ha sahi, bu yazıları yazanlar, İmam-Hatip Saltanatı: İmamokrasi (Tekin Yayınları) adlı kitabımı okudular mı? Aşağıdaki yazı 2003 yılında yazılıp Hürriyet gazetesinde (2 Ocak 2003) yayımlanmıştı.
***
MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NIN DİKKATİNE:
İMAM-HATİP TUZAĞI
Kimileri, imam hatip okul ve liselerinin
gündemde kalmasından bıkmışlar. Aslında, Cumhuriyet de hem bu
“korsan” okullardan, hem de uğruna yapılan
şaklabanlıklardan bıkmış durumda, ama ne çare!..
Derler ki: “Hayır, imam
hatip’in bir yasası olduğu için sen o
sıfatı bu okula takamazsın!” Takarım! Çünkü yasa, etik
olarak “gayri meşru” olanı “meşru” kılamaz. Bu
okulun yasası, 3 Mart 1924 tarihli Tevhidi Tedrisat (Öğrenim
Birliği) Kanunu ile çeliştiği için gayri meşrudur.
Mustafa Kemal 1 Mart 1924
tarihinde TBMM açılış konuşmasını yapıyor: “Ulusun
ortak düşüncesi ve isteğine uygun olarak
eğitim ve öğretimin birleştirilmesi,
ulusal, laik, çağdaş, tek ve bütün bir
eğitim anlayışının yaşama geçirilmesi
şarttır.”
TBMM 3 Mart 1924 tarihli oturumunda,
medreselerin bağlı bulunduğu Şeriye ve Evkaf Vekâleti kaldırıldı.
Aynı gün kabul edilen Tevhidi Tedrisat kanunu ile eğitim
kurumlarının hepsi Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Bu yasa okul
ikiliğini kaldırıyor, eğitim laik ve parasız hale
getiriliyordu.
***
1950’den 2000’e kadar tam elli yıl içinde
Tevhidi Tedrisat kanunu paramparca edildi: Din adamı yetiştirmekle
görevli meslek okulu genel lise haline getirildi, kapıları kız
öğrencilere açıldı. Ardından bu yeni medreselerin mezunları
üniversiteye girme hakkını elde ettiler.
Yeni yasa ile üniversiteye giriş epeyce
zorlaştırıldı. Ama “türban” sorununun kaynağı olan bu
okullar kız öğrenci almayı sürdürüyor.
MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer
Kılınç, 17 Aralık’ta, türban sorunu için bir öneri yaptı:
“Sorunu yaratan sebebi ortadan
kaldıralım. İmam hatip okullarına kız
öğrenci alınmasın.”
Orgeneral Kılıç, iddia
edildiği gibi, kız çocukların genel ve mesleki eğitimine engel
olmuyor, Tevhidi Tedrisat kanununa ve ilk imam hatip okulu yasasına
aykırı olan bir işleme son verilmesini istiyor. Son elli yıl içinde
bu komploya ses çıkartılmaması, bu okulların çoğalmasına göz
yumulması, bundan sonrası için bir ipotek olamaz. 3 Mart 1924’e
geri dönülür ve kesin çözüme doğru adım atılır.
***