31 Mart 2019 yerel seçimlerinin sonuçları
bizim “Gönüllü Kölelik” denen “şey” üzerine
düşünmemizi gerekli kılıyor. Çok ince düşünmeden tanımını yapacak
olursak, kölelik kendisi olmak hakkına sahip ol(a)mamaktır. Varlığı
vardır ama kendisi yoktur, kendi iradesi yoktur. Bu durumu bir
başkasının gücü yaratmıştır. Gönüllü köle demek ki kendisi olmaktan
vazgeçen yaratıktır.
AKP’ye oy veren insanların çoğunluğu (AKP mağdurları, emekliler,
işçiler, taşeron işçiler, emeklilik haklarından mahrum edilenler,
memurlar, iktidarın türlü çeşitli kahrına uğrayanlar, vb.) gönüllü
köle sınıfına girmekteler. Aşağıdaki yazıyı onlara ithaf etmek için
dilimize çevirdim.
***
Etienne de la Boétie
(1530-1563)
Gönüllü kölelik üzerine
söylev
“Zavallı sefil insanlar, akılsız halklar, başlarına
gelen kötülüklere karşı inatla duyarsız kalan, karşılarına
çıkan iyilikleri göremeyecek kadar kör uluslar! Alın
terinizin ürünü en değerli zenginliklerinizin göz
göre göre elinizden alınmasına, tarlalarınızın
yağmalanmasına, evlerinizden ata mirası değerli
eşyaların soyulup çalınmasına seyirci kalırsınız! Artık
hiçbir şey sizin malınız değilmiş gibi yaşarsınız.
Mallarınızın, ailelerinizin, hayatlarınızın sadece
yarısının size bırakılmış olmasından dolayı sanki
büyük bir mutluluk duyuyor gibisiniz. Uğradığınız bütün bu
zararların, bu felaketlerin, bu yıkımın sorumlusu
yabancı düşmanlarınız değil, tam tersine tek bir
düşman, kendi ellerinizle yarattığınız, uğruna cesaretle
savaşa gittiğiniz, şanı için ölümü bile göze aldığınız
kişi. Sorumlu o! Bu efendinin de sizin gibi iki
gözü, iki eli, bir vücudu var ve sıradan bir
hemşerimizden fazla bir şeyi yok. Ancak sizden fazla
bir şeyi var ki onu da ona siz sizi ezsin diye verdiniz.
Eğer siz vermediyseniz sizi gözetlediği bunca gözü
nereden buldu? Siz vermeseydiniz size vurduğu
bunca eli nereden buldu? Kentlerinizin sokaklarını
çiğnediği ayaklar sizin değilse kimin? Siz izin
vermeseydiniz, üzerinizde iktidar sahibi olabilir miydi?
Sizinle anlaşmamış olsa size nasıl saldırabilirdi?
Sizi soyan bu hırsıza yataklık etmeseniz, sizi
öldüren bu katilin işbirlikçisi olmasaydınız ve
kendinize ihanet etmeseydiniz.”
***
Bilinçsiz “Gönüllü Kölelik” var,
ama bir gün gözleri açılır. 31 Mart’ta olduğu gibi. Bir de,
“gönüllüymüş” gibi yapan, öyle görünen madrabazlar var.
Grip virüsü gibidirler, bunların soyu tükenmez 11 Şubat 2019
tarihli Cumhuriyet’te iktidara geldiği günden bu yana dini istismar
ederek seçmenden oy isteyen AKP’yle ilgili bir haber vardı. Haberde
AKP’lilerin “Erdoğan tapıncı”na örnek olan
alıntıları bilginize sunuyorum:
“Allah, Başbakanımızı bizim başımıza nasip ettiği için
her gün iki rekât şükür namazı”
“Erdoğan ümmetin lideri”, “Erdoğan’a dokunmak
bile ibadettir”, “Erdoğan Allah’ın tüm
vasıflarını üstünde toplayan bir lider”,
“Başbakan sözü peygamber sünneti.”
“Ülkemizde eğer Urfa şanlıysa, Antep gaziyse, Maraş
kahramansa, Rize, İstanbul ve Siirt de mübarektir. Çünkü
bu 3 şehir, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en
büyük liderinin doğmasına vesile olmuştur”, “Erdoğan’ı
görünce salavat getiririz”, “Peygamber hata yaptı, biz
yapmadık.”, “Peygamberlerin de diploması yoktu”,
“İslami olarak cumhurbaşkanına itaat etmek
farzı ayın’dır. Karşı gelmek de harpten kaçmak
manasına gelir, haramdır”, “Hilmi Bilgin’e
desteğinizi bekliyorum. Hilmi Bilgin’e vereceğiniz destek,
yarın kıyamet günü beraat belgelerinizden biri
olacak.”
Zaarif bir gadın ise “G...nün gılı olayım” diyordu.
Bu adamların tamamı dinden çıkmış vallahi!
***