Düzyazı kitaplarımın hemen hemen tamamında bir önsöz vardır. Bu metinler, “Ben bu kitabı neden yazdım” ya da “Siz bu kitabı neden yazdınız” gibi olası sorulara önceden verilmiş cevaplardır. Bu nedenle, yeni basım yapılırken yeni bir önsöz yazmaya gereksinim duymam, ilk baskı önsözü tarihinin altına “onaylanmıştır” anlamında yeni bir tarih yazarım. Bu kez öyle olmayacak. Yeni bir önsöz yazacağım. Çünkü aşağıda okuyacağınız, bir genç editörden gelen mektupta yer alan satırlar, beni yeni bir şeyler söylemeye yönlendirdi.
***
Genç arkadaşım şöyle yazıyor: “Bir edebi yapıtı eleştirmenin somut ölçüleri üzerinde edebiyatçıların ne kadar az kafa yorduğuna şaşırdığımı ifade etmeliyim. Kitabınızda yer verdiğiniz, moda deyimle ‘polemik’ler, herhangi birini eleştirirken ya da överken, belki buna siz de dahilsiniz, öznel duyguları bir yana bırakmanın gerekliliğini bir kez daha öğretti bana.