Özdemir İnce Cumhuriyet Gazetesi

Narodniçestvo halkçılıktır

Gazete köşemenleri, televizyon vaizleri halkın AKP iktidarından bıktığını, ama muhalefetin bu tepkiden yararlanması gerektiğini yazıp söylüyorlar. Muhalefet temsilcileri halkın nabzını tutmalıymış....

30 Ağustos 2019 | 90 okunma

Gazete köşemenleri, televizyon vaizleri halkın AKP iktidarından bıktığını, ama muhalefetin bu tepkiden yararlanması gerektiğini yazıp söylüyorlar. Muhalefet temsilcileri halkın nabzını tutmalıymış.
Seçmen halk, bıkma tepkisi gösterdiğine göre belli ki bir muhalefet bilincine ulaşmış. Ancak kimse kimseyi ders vererek bilinçlendiremez; herkesin, her sınıfın kendi öznel koşulları onu bilinçlenir. Buna tam anlamıyla bilinç de denmez, içgüdüdür. Hayvani bir içgüdüdür. Bir aslanın öldürdüğü avını sırtlanlara karşı savunması gibi. Emeğin savunulması bir hayvansal içgüdüdür; bireysel bilince gereksinim yoktur. Sınıf aidiyetini yaşayarak öğrenmek, bilmek ise bilinçlenmedir.

***

Önceden uyarma olmasa da patlayan volkandan kaçılır. Selden, çığdan, toprak kaymasından, yırtıcı hayvanlardan kaçılır. Napoleon istilasından, Hitler istilasının önünden insanlar kitleler halinde kaçtılar. Sivil halkımız da Fransızın, Yunanın önünden kaçtı. Çukurova’nın “kaçkaç” dönemi ünlüdür.
Bir halk, iktidardan hoşnut değilse yapacağını bilir, bilmeli. Kazıkçı lokantaya gitmemek gibi. “Alnı secdeye değme”yi siyasal ölçüt yapan bir halk; dindarlığı, uygulamaları, gündelik hayatı skandallarla tıka basa dolu ve iyice sapkın, siyasal ahlakı yüz kızartıcı, AKP gibi bir partiye neden oy verir? Bunun kaynaklarını halkın zihinsel ve ruhsal yapısında aramak gerekiyor.

***

Çarlık Rusya’da, aralarında Narodniklerin (Halkçılar) de bulunduğu genç devrimciler Sibirya’ya sürgüne gönderilirken, geçirildikleri caddelerde çiçek atması gereken halk tarafından yuhalanıp taşlandıkları unutulmamalı. Görenekleri ve inançlarıyla halka tapan Dostoyevski, Sibirya sürgününde adi köylülerin okumuş kentlilerden nefret ettiklerine tanık oldu. Halkçı gençlik, halkın arasına karışmak, halk gibi yaşamak için doktor olarak, hastabakıcı ve hemşire olarak, tarım işçisi, demirci ve oduncu olarak köylere gitmişlerdi. Kızlar öğretmenlik sınavlarına girdiler; ebelik, hemşirelik, öğrendiler; köylere gittiler, nüfusun en yoksul kesimlerine adadılar kendilerini. Kafalarında devrim yapmak düşüncesi de yoktu; sadece okuma-yazma öğretmek ve yardımcı olmak istiyorlardı. Ama köylüler onlara değil, kendilerini ezen çarlık düzenine inanmayı sürdürüyordu.

***

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Müslümanlar arasındaki anlamsız itilaflar! 22 Kasım 2024 | 473 Okunma Atatürk sayesinde şampiyon 19 Kasım 2024 | 154 Okunma Erdoğan’ın gönüllü meneceri 17 Kasım 2024 | 218 Okunma Kürt sorunu muamması 15 Kasım 2024 | 274 Okunma Âlim kurtlar muallim kuşlar 12 Kasım 2024 | 126 Okunma