CHP’nin sekizinci genel başkanı Özgür Özel’in Anıtkabir defterine yazdıklarının bir bölümü bana pek dokunaklı geldi:
“Aziz Atatürk, sayın genel başkanım, 4-5 Kasım tarihlerinde düzenlenen 38. olağan kurultayımızda görev alan parti meclisi ve yüksek disiplin kurulu üyelerimizle birlikte huzurundayız. Cumhuriyetimizin 100. yılında, kurduğunuz ve bizlere emanet ettiğiniz partimizi iktidar yapamamanın mahcubiyeti içindeyiz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılındaki ilk kurultayımız bizlere iki büyük eserinizden biri olan partimizi iktidar yapma görevi verdi. Önce bu görevi yerine getirecek, ardından bizlere vasiyet ettiğiniz diğer büyük eseriniz Türkiye Cumhuriyeti’ni muasır medeniyetler seviyesine çıkaracağız.”
Bu yazıyı yazmamın nedeni yazının şu bölümü: “Cumhuriyetimizin 100. yılında, kurduğunuz ve bizlere emanet ettiğiniz partimizi iktidar yapamamanın mahcubiyeti içindeyiz.”
“Mahcubiyet” bir yana gerçek durum nedir? CHP 1950-2023 tarihleri arasında yapılan hiçbir genel seçimden birinci parti olarak çıkıp tek başına bir hükümet kuramadı. Bu bir gerçek ama 1924 yılına dönersek durumu çok daha iyi anlarız.
Bu ülkede Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) (17 Kasım 1924 - 5 Haziran 1925) ile Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın (SCF) (12 Ağustos 1930 - 17 Kasım 1930) kuruluş nedenleri ve kapatılma gerekçelerini irdelemezsek CHP’nin 1950’den sonra iktidar olamamasının gerekçesini anlayamayız. Cumhuriyet 29 Ekim 1923 günü kurulmuş, TCF ise 17 Kasım 1924’te kurulmuş. İki kuruluş arasında tamı tamına 386 gün var.