Binali Yıldırım’ın bakanlık yaptığı dönemlerde 59 milyar 558 milyon 225 bin dolar gelir elde etmek için 10 liman, 81 elektrik santralı, 40 tesis/işletme, 3 bin 483 taşınmaz, gemi, 36 maden sahası, Araç Muayene Hizmetleri (TÜVTÜRK) özelleştirilip satılmış. Yani halkımızın döktüğü kan ve alınterinin ürünleri elin yabanına peşkeş çekilmiş.
Bunun sonucu, ülke sanayisi çökmüş; sanayi işletmeleri, kâğıt ve şeker fabrikaları, gümüş fabrikası örneğinde olduğu gibi kapatılmış, çalışanlar işsiz kalmış; üretim yapılmadığı için ithalat yapılmış ve bunun sonucu olarak fiyatlar yükselmiş. Ekonominin çökmesinin, enflasyonun yükselmesinin en önemli nedeni de budur. Binali Bey, TELEKOM satışı ile şimdiye kadar devlete atılmış en büyük kazığın seyircisi olmuştur.
*** “Ortak Akıl” denen ucubenin mucidi Erdoğan Reis’e göre, Yapİşlet- Devret yöntemiyle iş yaptırmak, dünyada kimsenin aklına gelmeyen dâhice (!) bir iş. Devletin kasasından, halkın cebinden bir kuruş harcamadan (!) köprüleri, yolları, geçitleri, havaalanını sadece AKP yaptırabilir. Vallahi doğrudur: Müteahhide, kullanım sayısı ve tazminat garantisi veren; bankalardan kredi bulan ve bu krediye devleti kefil yapan, dünyada, bir başka hükümet yoktur. Ankara- Eskişehir, Ankara-Konya, Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren projeleri bu yöntemle yaptırılıyor. Marmaray projesi ile İstanbul’un Asya ve Avrupa yakalarının denizaltından demiryolu ile birbirine bağlanması bu yöntemle yaptırılıyor. Avrasya Tüneli, 3. Boğaz Köprüsü (Yavuz Sultan Selim Köprüsü), İstanbul-İzmir Otoyolu, İzmit Körfez Geçişi Köprüsü bu yöntemle yaptırıldı. Verilen garantiler tutmadığı için, kullanmayan halktan alınan vergilerle her yıl tazminat ödeniyor. Özetle: Yap-İşlev-Devret mucizesi (!) sayesinde, geçilmeyen köprü, tünel ve otoyolların yıllık borcunu doğmamış çocukların sırtına y...