“Şeriat, Kuran ayetleri ile Hz. Muhammed’in söz ve fiillerinden oluşan naslardan âlimler sınıfının (fukaha) çıkarımları (istinbat) ile oluşturulan dini kanunlar, İslamda ibadetler (farz-vacip kabul edilen), muameleler ve cezalarla ilgili tüm kavram ve kuralları kapsar.”
Yani günümüzün Medeni Kanun’u ile borçlar ve benzeri yasaların karşılığı olan ve naslar yani asla değişmeyen yasalar. Oysa toplumların ve bireylerin değişen yaşamında değişmeyen yasalar akla ve gerçeklere aykırıdır.
Bu nedenle şu Cumhuriyet yasasını da okuyalım: 8 Nisan 1924 tarihli ve 469 sayılı Mehakimi Şeriyenin İlgasına ve Mehakimin [Mahkemelerin] Teşkilatına Ait Ahkâmı Muaddil Kanun (Şeriye mahkemeleri kaldırılmış ve çağdaş mahkemeler teşkilatı kurulmuştur).
Dikkat buyurulsun: 8 Nisan 1924 tarihli ve 469 sayılı yasa ile şeriat mahkemeleri kaldırılınca şeriatın da hükmü kalmamıştır. 8 Nisan 2024 günü, R.T. Erdoğan “cumhurbaşkanı” sıfatıyla bu kutlu ve mutlu günü Cumhuriyetimizin yargı alanında gerçekleştirdiği en önemli devrimlerden biri olarak makam gereği kutlamak zorundadır. Bekleyip görelim!
Başta AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan olmak üzere küçüklü büyüklü bütün şeriat goygoycularıyla hesaplaşmak zorundayız. Adliye koridorlarında atılan şeriat sloganları, mitinglerde açılan hilafet bayrakları gündemden düşmüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çok çarpıcı bir açıklama geldi. Diyanet Akademisi Başkanlığı 1. Dönem Aday Din Görevlileri Mezuniyet Merasimi’nde konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan, adliye koridorlarında şeriat sloganları atan ve mitinglerde hilafet bayrağı açan gruplara sahip çıktı ve şunları söyledi: