Emekli diplomat arkadaşım Hollanda’dan bir karikatür gönderdi. Karikatür şöyle:Hakemin göğsünde Seçim Kurulu yazıyor. Kalede kaleci yok. Erdoğan’ın çektiği penaltı kalenin üzerinden auta gidiyor. Karikatürün altında “Erdoğan’ın İkinci Şansı” yazıyor. Bir bakıma yanlış bir karikatür. Doğrusu şu: Eli, ayağı bağlı kaleci topu doksandan kafayla çıkardı. Marifet kalecide.
***
Erdoğan’ın “Cumhuriyet’in boş
kalesine” çektiği hazin penaltı sadece 23 Haziran belediye
seçimini temsil etmiyor; bütün siyaset hayatının da simgesi, ön
hazırlıkları ta Osmanlı zamanında başlayan çağa uyumsuz, çağdışı
gericiliğin son başrol aktörü. Bir başka açıdan bir prototip
sayılabilir. Her dönemde, her olayda bir ikizi vardı. Fazla geriye
gitmeye gerek yok, 31 Mart’ta Osmanlı Ahrar Fırkası’nda bir ikizi
vardı. Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nda da eksik değildi.
Cumhuriyet döneminde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Serbest
Cumhuriyet Fırkası, Demokrat Parti, Erbakan
Hoca’nın partileri… Bunların tamamında değişik roller aldı. AKP’de
ise o başrolde, parti figüran…
***
Falcılar, müneccimler, kerizmalar
“kalacak” deseler de bundan sonraki ilk seçimde mutlaka
gidecek. Ancak adı asla unutulmayacak: Cumhuriyete yaptıklarını,
Moğollar Seçuklu’ya; Timur da Osmanlı’ya yapmadı. Cumhuriyetin
temelleri dinamitlendi; anayasal kurum ve kuruluşları tarumar
edildi; bütün üretim araçları satıldı; ülke el kesesinden geçinmeye
başladı; yığılan borçlar yiğidin(!) sırtına kamçı olarak indi.
28 Şubat’ta ortaya çıkan bir kasette Fethullah,
müritlerine Mülkiye, Askeriye, Adliye ve Zaptiye’yi mutlaka ele geçirmeleri
talimatını veriyordu. AKP’nin ortak gayretiyle bu fetih ve talan
yapıldı. Yapıldı, ama ganimet üleşiminde hır çıktı. Ortaklık
bozuldu. AKP, güya Fethullah urunu ülkenin gövdesinden
temizleyecekti, fakat bütün organları tahrip etti,
ediyor.
***