Bugünlerde seçim danışmanlığı hizmeti veren Cambridge Analytica
etrafında bir fırtına kopuyor. Dünyanın birçok yerindeki dijital
yöntemleri kullanarak seçim kazandırmasıyla ve özellikle
Donald Trump’a verdiği danışmanlıkla tanınan
şirket zor günler yaşıyor.
Daha önce de bu köşede Cambridge Analytica’dan bahsetmiştim.
Şirket, internetten topladığı datayı kullanarak, seçmenlerin endişe
ve korkularını manipüle eden bir yöntemden faydalanıyor. Sosyal
medyadaki aktiviteleri değerlendirilen kullanıcıların önüne “kişiye
özel” içerik getirilerek, seçmen etkilenmeye çalışılıyor. Seçmenin
iradesi, siyasi bir kampanyanın hedefinde olduğunu fark etmeden,
sosyal medyada rastladığı içerikle şekillendiriliyor.
Yöntemin başarıya ulaşması için devasa miktarda veri toplanması
gerekiyor. Cambridge Üniversitesi’nde yapılan psikometri
çalışmalarından ilham alan bir sistem geliştirilmiş. Facebook’ta
karşımıza çıkan testleri bilirsiniz. Kullanıcı bir kişilik testi
yaptığınızı zannederken aslında Cambridge Analytica’ya kendi
psikolojik profilini teslim ediyor. Bunu yaparken de testi sunan
uygulamaya arkadaşlarının Facebook’ta beğendiklerinin ve
paylaşımlarının bilgilerini kullanma izni de veriliyor.
Uygulamayı geliştiren Cambridge Üniversitesi öğretim
görevlilerinden Aleksandr Kogan. Datayı bilimsel
araştırma amacıyla topladığını ileri sürmüş ama sonuçta ABD’li
seçmenin teker teker hedeflenmesi için Cambridge Analytica’ya
satmış. Şirketin arkasında Donald Trump’ın eski danışmanı
Steve Bannon’ın yanı sıra aşırı
sağcı görüşleriyle bilinen milyarder Robert Mercer
var.
The Guardian’a konuşan şirketin eski çalışanlarından
Christopher Wylie’ın ifadeleri, Facebook’un
Cambridge Analytica’yı Facebook’tan yasaklamasıyla sonuçlandı.