Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden biraz iyi, Tacikistan’dan
biraz kötü bir yerdeyiz. 178 ülke arasında 151. sıradayız. Basın
özgürlüğü söz konusu olduğunda dünyada ciddiye alınan listelerden
birinden bahsediyorum. Bu listeyi Sınır Tanımayan Gazeteciler
Örgütü hazırlamış. Önceki gün bu örgütün Türkiye
temsilcisi Erol Önderoğlu tutuklandı.
Sadece o değil, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Adli Tıp
Profesörü Şebnem
Korur Fincancı ve gazeteci
yazar Ahmet Nesin de.
O zaman düzelteyim. Önceki güne kadar Demokratik Kongo
Cumhuriyeti’nden biraz iyi, Tacikistan’dan biraz kötü bir
yerdeydik. İyi ki 178’den aşağıya inmek mümkün değil. Ne yaparsanız
yapın. Yani “biz bitti demeden bitmez” bu hususta geçerli
değil.
Bir süredir, Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak için her gün bir
kişi gazeteye nöbetçi sıfatıyla genel yayın yönetmeni
oluyor.
Önderoğlu, Fincancı ve Nesin bu sebeple tutuklandı. Bu dayanışma
kampanyası sebebiyle nöbetçi genel yayın yönetmenliği yapmış 37
kişi hakkında soruşturma açıldığı düşünülürse, tutuklananların
sadece onlar olmayacağını öngörmek mümkün.
Bu işler bizim memlekette böyledir. Günü
gelir Öcalan’ın mektubu Diyarbakır’da Nevroz
meydanlarında okunur ve devlet derin hoşgörüsünü gösterir. Yeri
gelir, iktidarın her zerresinin her ayrıntısını bildiği Dolmabahçe
mutabakatı yine o derin hoşgörü ve iktidar medyasının istisnasız
ağlak romantizmiyle kutlanır.
Hatta PKK’nin çekilmesine göz yumulması yine iktidar gazetelerinde
“Kamera kör, anten sağır” diye göz kırpan manşetlerle
kutlanır.
Sonra bakılır ki cihat turnuvasında tutulan takımlar gruptan
çıkamayacak ve PYD uluslararası meşruiyet kazanmakta. Yetmezmiş
gibi HDP seçime parti olarak girmekte ve “seni
başkan yaptırmamakta”.