TBMM Başkanı İsmail Kahraman, yeni anayasa dindar olsun ve
laikliği içermesin dedi diye ortalık biraz karıştı. Oysa Sayın
Kahraman’ın böyle düşündüğü bir sır değil. Kahraman’ın kurucusu
olduğu Birlik Vakfı, Meclis Başkanı’nın da dahil olduğu bir heyetle
bir anayasa taslağı hazırlamıştı. Taslağın girizgâh bölümü
şöyle:
“Yüce Allah’ın devletimizi sonsuza kadar koruması dileğiyle bu
anayasayı kabul ediyoruz.”
Bu mesele Meclis Başkanlığı seçimlerinden önce bu köşe de dahil
olmak üzere medyada yer aldı. Ancak o hengâme içerisinde kimsenin
dikkatini çekmedi. Muhalefet ise akıl almaz bir körlükle, Baykal ve
İhsanoğlu arasında sıkışıp başkanlığı Sayın Kahraman’a hediye
etti.
Bütün siyasi hayatını bir İslamcı olarak geçirmiş, kökleri Milli
Türk Talebe Derneği’ne dayanan, hazırladığı anayasa taslağını
gizlememiş birinden başka bir açıklama gelseydi şaşırmak
gerekirdi.
Erdoğan’ın amacının memleketi başkanlık sistemine götürecek bir
anayasa yaptırmak olduğu biliniyor. Sayın Kahraman’ın bu amacı
kolaylaştırmak üzere Meclis Başkanlığı’na aday gösterildiği de
ortadaydı. Her şey gayet açık bir şekilde seyrederken Meclis
Başkanlığı seçimlerinde gösterilen büyük basiretsizlik
unutulmayacak bir hadise.
Yarın öbür gün yine dillendirildiğinde şaşırılmasın diye burada
herhalde dördüncü defa tekrar yazalım. Sayın Kahraman sadece
anayasadan laikliğin kaldırılması gerektiğini düşünmüyor. Aynı
zamanda, anayasayı değiştirmek için 330 milletvekiline ihtiyaç
olmadığı ve yeni anayasa yapılırken eskisinin kurallarına uyma
zorunluluğu bulunmadığı fikrinde. İçinde yer aldığı heyetin anayasa
tasarısına göre “Anayasa komisyonu, maddelerin kabulü usulünü
yeniden tespit” edebilmeli. Nedir bunun özeti? Anayasayı
değiştirmek için AKP çoğunluğunun yeteceğini düşünen biri Meclis
Başkanı.