Sayın Erdoğan“Bir yerde adalete olan özlem çok
fazla ifade ediliyorsa orada zulüm vardır demektir” dedi. Bir
önceki gün de şu sözleri sarf etmişti: “Yeni dönem, daha fazla
demokrasi dönemi, daha güçlü hukuk devleti dönemi olacaktır. Daha
geniş özgürlük dönemi olacaktır. Yargının daha bağımsız hale
geldiği bir dönem olacaktır.”
Meclis’in en büyük üçüncü partisinin eş genel başkanları ve
milletvekilleri hapiste. Sınır Tanımayan Gazeteciler Dünya Basın
Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye 180 ülke arasında 155. sırada. 12
yılda 57 sıra gerilemiş. Dünya Adalet Projesi’nin Hukukun Üstünlüğü
Endeksi’nde Türkiye 113 ülke arasında 101. sırada.
Adalet, hukuk devleti, insan hak ve özgürlükleri konusunda küme
düşmelere doyamamış, demokrasi liginin alt sıralarına sürüklenmiş
bir memleketiz.
İktidardan yana olan gazeteciler, ancak ligin en dibinde varlık
gösterebileceklerini bildikleri için memnun.
İktidardan yana olan savcı ve hâkimler, birikimleri ve hukuk
anlayışları ancak ligin en dibinde kabul göreceği için memnun.
Mesleğine saygı duyan, kendisine biraz olsun güvenen her gazeteci
ve yargı mensubu için bu devasa bir utanç tablosudur.
Her vatandaş içinse her gün ağırlığını arttıran bir cendere ve daha
da fenası geleceğinin çalınmasıdır.
Hak ve özgürlüklerde geriye gidiş her vatandaşın mağduru olduğu bir
hırsızlıktır. Doğuştan gelen insan haklarınız var.
Kullandırmıyorlar. Mesele bu kadar basittir. Buna, memleketi
yönettiğini zanneden bir zümrenin vatandaşların hak ve
özgürlüklerini gasp etmesi denir.
İnsanın sadece insan olmaktan kaynaklanan bir haysiyeti var. Bunu
koruması için de hak ve özgürlükleri. Hak ve özgürlüklerin
çalınması aynı zamanda insanların haysi...