Darbenin bertaraf edildiği anlaşılır anlaşılmaz, OHAL ilan
edileceğini tahmin etmek zor değildi. Bu tedbire başvurmadan,
Meclis’te darbe girişimi sonrası erişilmiş uzlaşma çerçevesinde
darbecilerle mücadele, arzulanan yoldu. Hem geçmiş OHAL
tecrübelerinin hem de iktidarın otoriterleşmede vites artıracağı
kaygılarının bunda payı var. Bunlar gayet meşru kaygılar.
Gelgelelim, OHAL’in ilan edileceği belliydi. Bu saatten sonra
önemli olan bu olağanüstü ama anayasal kurumun, anayasa ve
uluslararası hukuka uygun kullanılması.
Dikkatlerin çekildiği üzere, işin en çok sorun yaratabilecek kısmı
olağanüstü kanun hükmünde kararnameler. OHAL KHK’lerine karşı
Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaması, iktidarın fırsattan istifade
darbe girişimiyle ilgisiz düzenlemeleri bu yolla geçirebileceği
kuşkusunu doğuruyor. Anayasa Mahkemesi içtihadı, OHAL’le ilgisiz
düzenlemelerin denetlenebileceğini öngörüyor. İki Anayasa Mahkemesi
üyesinin tutuklu olduğunu da göz önüne alarak, bu olağanüstü hal
ile ilgisiz OHAL KHK’leri meselesine dikkat etmek ve bu konuda
kamuoyunu aydınlatmak görevi ise herkese düşüyor.
Cumhurbaşkanı OHAL’in uzatılabileceğini söyledi. Diğer yandan
hükümet yetkilileri, OHAL’in en kısa sürede bitirileceğine dair
açıklamalar yaptı. Hükümetten gelen açıklamalar, OHAL’in aslen
görevden alınan cemaat mensuplarına yargı yolunu kapatmak ve
TSK’nin kurumsal yapısını yeniden düzenlemek amacıyla ilan
edildiğine işaret ediyor.
AİHS’nin askıya alınması tartışmaları ise savaş veya ulusun
varlığını tehdit eden başka bir genel tehlike halinde taraf
devletin derogasyonda bulunması ve bunu Avrupa Konseyi Genel
Sekreteri’ne bildirmesi hakkında. Bu durumda dahi bireysel
başvuruyu durumun şartlarına göre kabul edip etmeme yetkisi
AİHM’de. Sözleşme yasal bir boşluğu engellemek amacıyla bazı
tedbirleri de içeriyor. Yani ölüm cezası getirilemez, yaşam hakkı,
işkence ve kötü muamele yasağı ihlal edilemez ve cezalar geri
yürüyemez.
Darbelerin hedefi demokrasidir, demokrasinin temeli de hukuk
devleti. Şayet OHAL rejimi istismar edilir ve uluslararası hukuktan
doğan yükümlülükler ihlal edilirse demokrasinin temeli sarsılır. Bu
da herhalde darbeye karşı bir mücadele olarak
adlandırılamaz.
Memleketin generallerinin üçte biri tutuklu, yargının beşte biri
görevden alındı, Anayasa Mahkemesi’nin bile iki üyesi tutuklandı.
On binlerce kamu görevlisi görevden alındı.