AKP ve Bahçeli’nin milletvekillerinin kavga dövüş içinde anayasayı ortadan kaldırmalarını izliyoruz. Aldıkları talimatı yerine getirme gayretindeki bu milletvekilleri Meclis’i ortadan kaldıracak bir değişiklik için tekme tokat uğraşmakta.
Kendi oyuyla kendini anlamsızlaştırmak da bu hanımlara ve beylere nasip oldu. Hem de yukarıdan azar işitmemek ve kim bilir belki de zamanındaki “hocaefendi” yanaşmalıkları başlarına iş getirmesin diye oylarının rengini amirlerine göstere göstere.
Bu anayasa değişikliği bugüne kadar memleketi bunaltan hangi uygulama varsa onun resmilik kazanmasını amaçlamakta.
Mesela cumhurbaşkanı ve Meclis’in fesih yetkileri. Erdoğan, 7 Haziran seçimlerinden sonra oluşan Meclis’i beğenmedi. Verdi AKP’ye talimatını, MHP de iradesine uydu ve pratikte Meclis’i feshetti. Sonrası malum. Bombaların gölgesinde bir seçim süreci yaşadık.
Şimdi başkanlık ve Meclis seçimleri aynı gün yapılacak ki başkanın partisi Meclis’te çoğunluğu yakalasın. Diyelim ki başkan seçildi ama Meclis’te istediği sonucu elde edemedi. Meclis’i feshedip yeniden seçimlere gidebilir. Meclis’in de aynı yetkisi var diyorlar. Kâğıt üzerinde var. Ama milletvekillerinin beşte üçü gerekiyor. Pek olacak iş değil.
Yani yürütme ve yasama arasında bir ayrım yok. Başkanına tabi bir Meclis öngörülmüş.
“Yargı”nın vaziyeti daha da fena. Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun yarısını başkan atayacak. Geri kalanını da Meclis. Başkan partili olacağı için, geri kalanının çoğunu da başkan atayacak diyebiliriz.
Yani yürütme, yasama ve yargı arasında da ayrım yok. Ayrım olmadığı gibi hepsi tek bir kişinin ellerinde toplanmış. O kişi kendi kabinesini kuracak. Bir de başkan yardımcısı atayacak. O yardımcı seçimle gelmeyecek. Hatta başkan yardımcısı bir kişi olmak zorunda da değil. Başkana sayısız yardımcı atama yetkisi verilmiş. Bu yardımcıların nitelikleri de belirtilmemiş. Allah gecinden versin cumhurbaşkanı vefat ederse ya da başka bir sebeple makam boş kalırsa yerine yardımcısının vekâlet edeceği öngörülmüş. Hangi yardımcısı? On tane yardımcı belirlediyse bu kişiler aralarında taht kavgalarına mı girişecek? Böyle bir durumda başkanlık koltuğuna oturacak kişinin hangi niteliklere sahip olacağı da düzenlenmemiş.
Neden?
Çünkü bu genel ve soyut bir düzenleme değil. Sadece Recep Tayyip Erdoğan’a dilediği yetkileri vermek için hızla kaleme alınmış, anayasa denemeyecek beceriksiz bir metin.
Açıkça belli ki Recep Tayyip Erdoğan sonrası ya da ondan başka birinin başkan olması düşünülmemiş bile. Zannederim bu düzenlemeyi yapanların bunca yetkiden sonra, bir daha seçim yapılıp yapılmaması bile pek umurlarında değil.