Biraz geciktiysek de, hala yılın ilk ayındayız. O halde, 2019 öngörülerimizi sıralayabiliriz:
KÜRESEL SİYASET: Trump: 2019 yılı yine Trump’ın gel-gitlerinin, söz verip yapmadıklarının, sözünü etmediği halde aniden dünyanın yüzüne tokat atar gibi giriştiği işlerin (sözgelimi İsrail’in başkenti olarak Kudüs’ü tanıması ve ABD Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıması) yılı olacak gibi gözüküyor. Putin: Öngörülemez liderler liginde birinciliği Trump’la paylaşacak ölçüde girişken Putin’in de 2018’deki gibi tartışmalı ve Batı’ya karşı yer yer düşmanlık noktasına varan ölçüde bir tavır sergileyeceği açık. AB: Avrupa Birliği ise bildiğimiz gibi olacak sanırım, sarsılıyor durumda. İtalya’nın çıkış zillerini çalmaya başladığı, Merkel’in giderek zayıfladığı göz önüne alındığında AB’nin dünyaya ve büyük güçlerin çatışmasına çözüm noktasında katkısını beklemek herhalde zor. Değerlerini korumak da dahil, kendine hayrı kalmamış neredeyse baksanıza…
TÜRKİYE SİYASETİ: Önümüzde bir seçim var. Sözkonusu olan belediye seçimleri olacağı için, yani normal şartlarda yerel dinamiklerin de kısmen rol oynaması gerektiği için, insan önce öngörüde bulunup, sonra yanılmak istemiyor. Yine de, durum az çok belli gibi. Türkiye’de seçimler genel de olsa yerel de; oyu liderler, hatta ondan da öte ideolojiler alır. Bir “kaleler” vardır, bir de az çok değişiklik göstermesine rağmen fazla sapma olmayacağı öngörülebilen şehirler. İzmir ve Muğla’yı AK Parti, Kayseri ve Erzurum’u CHP, Osmaniye, Mersin ve Adana’yı HDP, Diyarbakır, Şırnak ve Hakkari’yi MHP alabilseydi, konuşacak, hatta analiz edecek yeni bir şeyler bulabilirdik. Sonuç, yine bol atışmalı ama sonuçları önceden belli, heyecansız bir seçim bekliyor bizi.
KÜRESEL EKONOMİ: Nasıl derler, “bu liderlerle zor”. Çin ve ABD arasındaki ticari gerilimden dolayı geçtiğimiz Ekim ve Kasım aylarında tüm dünyada borsalar sallandı. Allahtan Arjantin’deki G20 Zirvesi’nde bu iki ülke ticari savaş konusunda yumuşama emareleri gösterdi de kayıp büyümedi. Dünya borsalarının sarsılması Trump’ın bir tweetine bakıyor, tsunami etkisiyle Tokyo’dan Paris’e, Londra’dan Şangay’a her ülkeyi vuruyor. Küreselleşmeden dönüşün neden mümkün olamayacağını daha önce yazmıştım, bu sistemde bütün ağlar birbirine bağlı ve ülkelerin etkilemeden ve etkilenmeden hareket etme payları çok az. 2019’dan büyük bir küresel ekonomik kriz beklentim olmasa da –ki olanlar var-, insan hırsının dünyayı hırpalamaya devam edeceğine yönelik inancım baki.
TÜRKİYE EKONOMİSİ: Ocak ayı başında yapılan beklenti anketine göre, 2019 yılına ilişkin ülke ekonomisi ve hane halkı ekonomisine yönelik beklentiler pek de umitvar görünmüyor. Araştırma sonuçlarına göre, ankete katılanların yüzde 69’u ülke ekonomisinin daha kötüye gideceğini düşünüyor. Kadınlar erkeklere oranla, gençler yaşlılara ve özel sektörde çalışanlar kamu çalışanlarına göre daha karamsar. Yılın ilk olumlu gelişmesi olarak değerlendirilebilecek asgari ücretin 2020 TL’ye yükselmesi bir adım olarak değerlendirilebilir, ama enflasyon ve faiz oranlarının tutarsız bir değişkenlik içinde olması, kabul edelim ki ekonomiye güveni örseledi. Yani, ekonomide stabilizasyon istiyorsak, insanların karamsarlığının bir biçimde önüne geçmek gerekiyor, zira ekonomi rasyonel ilkelerle işleyen bir bilim olmasını yanısıra biraz da ortak psikoloji demek…
SOSYOLOJİ, TEKNOLOJİ: Irkçılık hem dünyada hem de Türkiye’de yıl be yıl artıyor. İnsanlar daha az okuyup daha çok izliyor. Zaten tahminler de video izlenme oranlarının 2018’i katlarcasına artacağını söylüyor. Sanırım 2019’da da dostluklar değil, yalnızlıklar artmaya devam edecek. Yine çıkar sağlama güdüsü, sevme ihtiyacının önüne geçecek. Teknolojiye gelince, Black Mirror distopyaları, distopya olmaktan çıkacak ve kapkara bir gerçeğe dönüşecek gibi. “Akıllı Hoparlör” teknolojisini duymuşsunuzdur. Sorulan soruları yanıtlayabilme özelliği taşıyan, kablosuz, sesle kontrol edilebilen, çeşitli uygulamalar üzerinden müzik çalabilen, alarm kurma, haber özetleri verme, döviz kuru ve yemek tarifi verebilme gibi pek çok özelliğe sahip bu teknoloji 2019’da giderek yaygınlaşacağa benziyor. Bir de yapay zeka var, yapay zeka formlarının 2019’da hayatımızın içine daha da fazla sokulmaya başlaması öngörülüyor. Yıl boyunca 3 milyon robotun daha üretileceği belirtiliyor. Yılın sonlarına doğru ise 5G teknolojisi devreye girmiş olacak. Kimisi için korkutucu, bazısı için sevindirici haberler bunlar, bakalım insanlık bununla ne yapacak.