Sonunda beklenen oldu; erken seçim kararı alındı. Ama bu kadar erken olacağını sanırım hiç kimse beklemiyordu. En iyi ihtimalle yaz sonu sonbahar başı beklenen seçimlerin tarihi 24 Haziran 2018 Pazar günü olarak belirlendi. Bu tarih, Ramazan Bayramı’ndan sonraki haftasonuna denk geliyor, yani adaylar Ramazan ayı boyunca miting meydanlarında, seçim gezilerinde, vatandaşla buluşmalarında koşturacak, terleyecek.
Seçimler için yaz mevsiminin bile geçmesini beklememecesine acele edilmesinin çeşitli sebepleri var. Bir kısmını Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki günkü konuşması esnasında sıraladı: “Türkiye 16 Nisan’dan sonra hala “eski” diye ifade edilebilecek sistemle yürütülüyor. Cumhurbaşkanıyla hükümetin uyumlu çalışması sayesinde ciddi bir sorun yaşanmıyor gibi gözükse de eski sistemin hastalıkları attığımız her adımda karşımıza çıkabilir. Ancak gerek Suriye’de yürüttüğümüz sınır ötesi operasyonlar, gerek Suriye ve Irak merkezli olarak bölgemizde yaşanan tarihi önemdeki hadiseler, Türkiye’nin bir an önce belirsizlikleri aşmasını zorunlu hale getirmiştir. Ülkemizin geleceğine yönelik kararların daha güçlü şekilde alınabilmesi ve uygulanabilmesi için yeni yönetim sistemine geçiş giderek aciliyet kesbetmeye başlamıştır.”
SİSTEMİ NETLEŞTİRMEK: Evet, pek çok siyaset yorumcusunun ifade ettiği gibi aslında bir süredir kamuoyunda bir erken seçim beklentisi vardı. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın altını çizdiği gibi Cumhurbaşkanlığı sisteminin oylanmasının üstünden 1 yılı aşkın bir zaman geçmiş olmasına rağmen, sistem değişmiş değildi.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın şimdiye dek uyumlu şekilde çalışmış olması nedeniyle ortada bir sorun olmamasına rağmen, olası bir çift başlılığa neden olabilecek şartlar halihazırda mevcuttu. Çünkü ne eski sistem bitmişti, ne yenisi uygulamaya konulabilmişti. Hem eski sistem, hem de yenisi aynı anda tedavüldeydi, böylece ortaya ne olduğu belirsiz bir yönetim modeli çıkıyordu.
EKONOMİ: Son dönemlerdeki dramatik döviz hareketlerinden de anlaşılacağı gibi, önümüzdeki dönemin belirsizliği ekonomiyi kırılganlaştırmakta. Aslında işi sadece belirsizliğe bağlamak da doğru olmayabilir, zira Türkiye, tarihini Gezi olaylarıyla başlatabileceğimiz uzun dönemli bir ekonomik baskının nesnesi durumunda. Başka bir ülke olsa defalarca kriz yaşayabilecek şartları biz 5 yıldır her gün absorbe ediyoruz. Bu durum bir yana, piyasalar da erken seçime kilitlenmiş halde bekleme moduna geçmiş durumda. Dolayısıyla bir buçuk yıl daha beklemenin astarı yüzünden pahalıya gelebilir.
ZEYTİN DALI OPERASYONU FAKTÖRÜ: Zeytin Dalı Operasyonu kararını vererek Suriye’de bulunan küresel güçlere rağmen güvenliğini sağlama almayı, egemenliğini korumayı başaran hükümet, kamuoyu nezdinde ciddi puan topladı. Onun da ötesinde bu operasyon, vatan duygusu temelinde farklı görüşten kitleleri konsolide etti, bu konsolidasyon da en çok AK Parti ve MHP’nin kurduğu, “yerli ve milli” sloganıyla özdeşleşen ve bu sloganda anlamını bulan Cumhur ittifakına yaradı.