Ankara'ya son 1 ay içinde 2, son 5 ay içinde 3 saldırı yapıldı. Bir kez daha hepimizin içi yandı; bir kez daha canımız acıdı; bir kez daha kalbimiz kedere kesti… Elbette bu saldırıların PKK'nın Güneydoğu'da sürdürdüğü Hendek Savaşları'ndan umduğunu bulamamasıyla, eylemlerini büyük şehirlere özellikle başkente taşımasıyla bir ilgisi var; ama uzun bir süre sivilleri öldürmekten imtina eden PKK'nın artık küresel çapta meşruiyet arayışı gibi bir derdinin kalmamasıyla, artık bu konuda takiyye bile yapmaya gerek duymamasıyla da ilgisi var. Evet, artık PKK'nın meşruiyet derdi yok, çünkü PYD'nin IŞİD'le savaşıyor gerekçesiyle küresel güçler nezdinde bulduğu meşruiyet ve sempati, O'nun ikiz kardeşi PKK'yı temize çekmese bile, en azından gerçekleştirdiği vahşi terör eylemlerinin küresel bazda eskisi kadar ciddi tepkiler çekmemesine, neredeyse göz ardı edilmesine neden oluyor. Zira bakınız, İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Ankara'daki terör saldırısını gerçekleştiren Seher Çağla Demir 2013 yılından itibaren PKK'nın içinde yer alıyordu, Seher Çağla Demir daha sonra Suriye'ye geçti ve YPG içerisinde terör eğitimi aldı.