Çocuk istismarı dünyanın en ağır, en çirkin suçlarından biri, belki de birincisidir. Bu, hem dini metinlerde cezalandırılması gereken bir sapkınlık olarak görülür, hem insanoğlunun icat etmiş olduğu seküler hukukta büyük suç telakki edilir, hem de örfün gözle görülmeyen kuralları nezdinde bağışlanamayacak kabahatlerdendir. Sorun ve çelişki şu ki, kaynağı uhrevi ya da dünyevi her ahlaki çerçevenin, tüm modern kanunların ve her mahallenin, insanı menettiği bu sapıklık yönelimi; dünyanın her döneminde ve her toplumunda; -ama din kurallarıyla yönetilsin, ama modern-seküler yasalarla- varolmaya devam edegelmektedir. Çünkü çocuk istismarı diye de adlandırılan pedofili; evet hasta beyinlerden çıkar; ama bir yandan da tarihin başından bu yana varolmuş iktidar ilişkilerinin bir yansımasıdır. Sonuçta, kaba kuvvet açısından avantajlı olan, olmayana hükmeder. Elbette, sözkonusu pedofili olduğunda sözünü ettiğim iktidarın bir tarafının sapıklığa baktığı doğrudur. Evet, pedofili, bir yandan da tedavi gerektiren mental hastalık göstergesidir. Ama işte bu, durumun kaba kuvvete ya da iktidara sahip olanla olmayanın mücadelesine dayandığı ve bu mücadelenin tarih kadar eski olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Yani ki, tecavüz ve istismarın bir yanı sapıklığa bakıyorsa; bir yanı da iktidarın güçlünün elinde olmasına, o iktidarın o güçlüyü korkunç bir yaratığa, esfel-i safiline dönüştürebilme potansiyeline bakıyor…