Özlem Albayrak Yeni Şafak Gazetesi

CHP aynı tas aynı hamam

CHPli Bursa Mudanya ve Antalya Gazipaşa Belediyeleri’nin Suriyelilere plajı yasaklamasının ardından, mülteciler konusu, son yıllarda sık sık olduğu gibi yeniden gündeme geldi. Bilindiği gibi, daha önce de CHP’ye...

14 Haziran 2019 | 1.560 okunma

CHPli Bursa Mudanya ve Antalya Gazipaşa Belediyeleri’nin Suriyelilere plajı yasaklamasının ardından, mülteciler konusu, son yıllarda sık sık olduğu gibi yeniden gündeme geldi. Bilindiği gibi, daha önce de CHP’ye geçen Bolu Belediyesi yoksullara ve mültecilere yönelik yemek yardımını keserek eleştiri almıştı. Kamuoyundan gelen tepkiler sonrasında bu uygulamalardan geri adımlar oldu, mesela Mudanya Belediye Başkanı, Suriyelilere kamusal alanların yasaklanmadığını, ama zabıtanın plajda bazı kurallara uyulması konusunda vatandaşları denetlediğini söyledi. Gazipaşa Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz da Suriyelilere plaj yasağına, Gazipaşa’nın turistik bölge olduğu gerekçesiyle “insanımızı rahatsız ediyorsa, gereğini yapmalıyız” diye bir savunma getirdi.

CHPlilerin Suriyelilere bakışını anlamak için bu son örneklere bile gerek yok aslında; Kemal Kılıçdaroğlu seçim meydanlarında ve ekranlarda defalarca, iktidara gelmeleri halinde Suriyelileri evlerine geri göndereceklerini söyledi. CHP’den konuyla ilgili dönem dönem başka açıklamalar da yapıldı ve hepsi aynı minvaldeydi. Hem kurumsal CHP, hem de seçmeni; ilki oy kaygısı, ikincisi ırkçı görünmeme kaygısı nedeniyle belki açıktan söylemiyor, ama Suriyeli göçmenleri Türkiye’de istemiyor. Nitekim, plaj yasaklarıyla bu “istememe” durumunun mahiyeti, müşahhas hale geldi. “Halk plajlara akın etti, vatandaş denize giremiyor” kafasında bir ayrıştırma isteğiymiş bu. Seçkinciliğe eşlik eden Arap düşmanlığı, Suriyelileri CHP nezdinde katmerli “öteki” haline getirmiş, sonuç ortada.

Kötü haberi baştan verelim: Suriyelilerin en az üçte biri, evlerindeki savaş sona erse dahi geri dönmeyecek. En azından, şimdiye dek, farklı ülkelerde zorunlu göçlerle ilgili çalışmaları ortaya konulan istatistikler bunu gösteriyor. Dolayısıyla bu insanların, kamplarda kalmasını önermek, onları toplum dışına itmek anlamını taşıyor ki, bu çeşitli nedenlerle sakıncalı. Birincisi, Suriyelileri kamplara hapsetmek; onların gettolaşmasına, giderek suç oranlarının yükselmesine, sonuçta da terör örgütlerine insan malzemesi haline gelmesine dek genişleyen birtakım sonuçlara yol açar.

Eğer bu insanların 1 buçuk milyon gibi azınmayacak bir kısmının geri dönmeyeceğini biliyorsak, devletin gettolaştırmak yerine entegrasyonu sağlayacak politikalar üretmesi gerekiyor; eğitim, dil, iş imkanı sağlanması, Türklerle iletişimlerinin güçlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılması gibi. Suriyeli çocukların Türk okullarında okuması, onlara Türkçe öğretilmesi bunun için bir ilk adım, bu yüzde 60 oranında sağlanmış durumda ama yeterli değil. İkincisi, Türkiye’deki Suriyeliler’in sayısı, kamplara yerleştirilmek için çok fazla, 3 buçuk ya da 4 milyon rakamından sözediyoruz. Dört milyon kişinin tamamı kamplara alınırsa, mülteciler asıl o zaman bu ülkeye külfet haline gelirler.

Suriyeli karşıtlığının temel gerekçelerinden birisi, güvenlik olarak gösteriliyor. Yetkili kurumlar tarafından defalarca açıklandığı üzere Suriyelilerin, ülkemizde suça karışma oranları çok düşük, yüzde 1.3 civarında. Bunların çoğu da, kendi aralarında yaşadıkları anlaşmazlıklardan kaynaklanıyor. Yani, “korkuyouz, kadınlarımızı, kızlarımızı sokağa çıkaramıyoruz” söyleminin psikolojik bir gerekçesi olabilir, ama reel bir karşılığı yok.

Üstelik, mültecilere karşı önyargılar bununla sınırlı değil. “Suriyeliler üniversitelere sınavsız alınıyor” söylemi mesela bunlardan biri ve doğru değil. Suriyeli gençler üniversite sınavına gireceği zaman yabancılara uygulanan ayrı bir sınavdan geçiriliyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Keşke bir ömrü daha adasam bu yola” 04 Eylül 2019 | 281 Okunma “Başörtüsünü kitlelere yaymak için Rabbim’e dua ettim” 30 Ağustos 2019 | 2.597 Okunma Emine Bulut cinayetinin gösterdiği 28 Ağustos 2019 | 2.274 Okunma Yanan ormanlarımız 23 Ağustos 2019 | 169 Okunma Gençlerin göçü 16 Ağustos 2019 | 486 Okunma