Özlem Albayrak Yeni Şafak Gazetesi

CHP’nin adayı

Bu yazının yazıldığı saatlerde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı henüz resmi olarak açıklanmamıştı. Ama bu yazının yazıldığı saatlerde, ismi adaylar arasında geçen İlhan...

04 Mayıs 2018 | 410 okunma

Bu yazının yazıldığı saatlerde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı henüz resmi olarak açıklanmamıştı. Ama bu yazının yazıldığı saatlerde, ismi adaylar arasında geçen İlhan Kesici tarafından CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının Muharrem İnce olacağına yönelik temkinli bir açıklama yapılmıştı. Yine de, CHP kurmaylarının ve karar vericilerinin, kimin aday gösterileceği konusunda kafalarının hala netleşmiş olmadığını varsaymak mümkün, zira kulislere düşen bilgiler İlhan Kesici’nin açıkladıklarıyla sınırlı değil.

Dolayısıyla, CHP’nin Cumhurbaşkanlığı adayı için, seçim tarihinin açıklandığı günden bu yana, -her he kadar bunlardan ikisinin şansı büyük oranda düşmüş olsa da- kulislerde dolaşan üç önemli isim hakkında bir değerlendirme yapmak; bu yazı siz değerli okura ulaştığı saate dek eskime tehlikesi taşısa da, sanırım anlamsız ya da gereksiz olmaz:

YILMAZ BÜYÜKERŞEN: İlk ve başlarda yoğun tartışılan ama bugünlerde esamisi okunmayan aday Yılmaz Büyükerşen. Seçim tarihinin açıklanmasından sonra ismi ortaya atıldı, birkaç gün konuşuldu ve unutuldu. Yılmaz Büyükerşen Eskişehir’in efsane Belediye Başkanı olarak tanınıyor, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için isminin geçmesinin nedeni de belediye başkanı olarak kazandığı popülarite. Oysa bu seçenek, eski sisteme takılı kalmış olanlar için uygun olabilir. Zira Yılmaz Büyükerşen 81 yaşında, bu yaş büyücek bir şehri yönetmek için çok fazla sorun teşkil etmeyebilir, ama bir ülkeyi yönetmek sözkonusu olduğunda dezavantaja dönüşür. Malum, yeni sistemde Başbakanlık makamı ortadan kalkıyor, Cumhurbaşkanlığı ise eskiden olduğu gibi sembolik bir onay makamı olmaktan çıkarak, tamamen icracı bir içeriğe kavuşuyor. Koşturan, terleyen Cumhurbaşkanı ifadesi yani, 24 Haziran seçimlerinden sonra yüzde yüz gerçek oluyor. Dolayısıyla CHP, sırf görüntü vermek, şekil yapmak için bir aday çıkartmayacaksa, Erdoğan’ın büyük ihtimalle kazanacağı gerçeğine karşı sahici bir iddia taşıma niyetindeyse, adayı Büyükerşen olamaz. Ahmet Necdet Sezer de aynı şekilde, ancak eski sistem için bir tercih olabilirdi.

İLHAN KESİCİ: CHP’nin şimdiye dek konuşulan ikinci güçlü adayı İlhan Kesici’ydi. Dili geçmiş zaman kullanıyorum, zira ajanslara düşen haberlere göre, İlhan Kesici dün, “Benim duyduğum kadarıyla Muharrem İnce aday olacak. Ben bir şey açıklamış olmadım, öyle duydum. Sabah İnce’yi telefonla aradım, tebrik ettim. ‘Allah mahcup etmesin’ dedim. Tahmin ediyorum onun da bilgisi vardı, tebriklerimi kabul etti” diye konuştu. Günlerdir beklenen aday karmaşasının çözülmüş gibi gözüküyor; ama zaten İlhan Kesici de CHP için mükemmel aday olmayabilirdi. Bir kere Ekmeleddin İhsanoğlu vakası CHP seçmenini sanıldığından çok daha derinden yaralamıştı. CHP’lilerin artık İlhan Kesici gibi bir sağcı adaya ya da Abdüllatif Şener veya Levent Gültekin gibi gibi hem sağcı gözüken, hem de Cumhuriyet değerlerine değilse de bu değerlerin bazı savunucularına yönelik eleştirileri bulunan bir siyasi gelenekten gelen birilerine, tahammülü olur mu, emin değilim. İkincisi, İlhan Kesici’nin siyasi kariyerinde benim hatırladığım, dişe dokunur, hatırı sayılır tek bir başarı yok. Erdoğan gibi bir liderin karşısında, sadece yapıcı ve pozitif olma özelliklerini haiz olmak, seçim kazanmak için yeterli olmayabilir.

MUHARREM İNCE: Muharrem İnce’nin bu süreçte kurduğu en stratejik cümle “Gül aday olursa Erdoğan’a oy veririm” cümlesiydi. O yaklaşımla CHP’nin, Kılıçdaroğlu döneminin başından bu yana dozajı ve frekansı dönem dönem artmak ve azalmakla birlikte sürekli tedavülde tutulan “takiyye” politikasına karşı bir tavır ortaya koydu. Muharrem İnce, özgüvenli ve dürüst bir politikacı görüntüsü vererek sandığa “tıpış tıpış” gitmek istemeyen gönüllüce oy vermek isteyen CHP seçmeninin ilgisini topladı. Muharrem İnce, CHP’de her kesime mavi boncuk dağıtmaktan yorulanların; Kemalist ilkelerden geçici bir nedenle bile olsa sapmak istemeyenlerin temsilcisi gibi gözüküyor. Ona yakıştırılan kahvehane siyasetçisi lafı ise klasik bir CHP siyasetçisi olmadığını, Beyaz Türk’ün kibir kumkumalığına soyunmadığını kanıtlar bir söz. Öte yandan bu durumun bir dezavantajı da var; sözünü ettiğimiz Cumhurbaşkanlığı yani devletin başı olma yarışı ve bir aday için, bu makam kahvehane siyasetçisinin sahip olabileceklerinden daha fazlasını gerektirir.

CHP yönetimi tarafından Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı aday gösterilmesini, onu harcama planı olarak okuyanlar var. Buna delil olarak da Cumhurbaşkanlığı adaylığına uygun görülen Muharrem İnce’nin neden CHP’ye Genel Başkan seçtirilmediği sorusu ortaya atılıyor. Bu, cevaplanması gereken haklı bir soru. Öte yandan, hepimizin içten içe pekala bildiği gibi Muharrem İnce’nin Erdoğan karşısında bir şansı yok. Ama olur ya, Muharrem İnce seçim sürecinde öyle başarılı bir saha performansı ve sandık başarısı gösterir ki, kendisinden Cumhurbaşkanlığı’na aday göstererek kurtulmaya çalışanların koltuğunu sallayabilir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Keşke bir ömrü daha adasam bu yola” 04 Eylül 2019 | 281 Okunma “Başörtüsünü kitlelere yaymak için Rabbim’e dua ettim” 30 Ağustos 2019 | 2.597 Okunma Emine Bulut cinayetinin gösterdiği 28 Ağustos 2019 | 2.274 Okunma Yanan ormanlarımız 23 Ağustos 2019 | 169 Okunma Gençlerin göçü 16 Ağustos 2019 | 486 Okunma