Önceki gün, Suruç'ta canlı bombanın patlaması sonucu, 30'un
üstünde insanımız hayatını kaybetti, 100 civarında kişi yaralandı.
Ölenlere rahmet, kalanlara şifa dilerim.
Ama herkes rahmet ve şifa dileyip, daha fazlasını söylemek için
detayların ortaya çıkmasını beklemedi. Selahattin Demirtaş
sözgelimi, hadise vuku bulur bulmaz, “Halkımız ve bütün toplumsal
yapılar kendi güvenlik tedbirlerini geliştirmelidir” diye bir
açıklama yaptı. Bu, neredeyse “silahlanın” demekti ve 52 kişinin
öldürüldüğü Kobani olaylarını tetikleyen çağrıya benzer bir
konuşmaydı. Demek ki Demirtaş, o 52 kişinin ölümünden dolayı hiçbir
vicdan azabı, üzüntü, pişmanlık duymamıştı; zira sorumluluk
hissetseydi, yine benzer bir kritik zamanda, “silahlanın” demek
yerine sükunet tavsiye ederdi.
Ardından HDP'nin diğer Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, Suruç'taki
katliamı “siyasete hükmedenler”e yıkmayı başardı: “Bugün bu
saldırının faillerini çok uzakta aramaya gerek yok. Bu katliamın
failleri bugün siyasete hükmedenlerden. Bu saldırının tetikçisi ve
gerçekleştiricisi elbetteki IŞİD çeteleri ve uzantılarıdır. Bu
çeteler Türkiye'de siyasi iktidarın oluşturduğu iklim ve topraktan
beslendiler… Biz siyasi iktidarı IŞİD'e karşı mücadelede
uyardık...” Figen Yüksekdağ, ayrıca “Türkiye'de hiçbir güç
Şanlıurfa-Suruç hattında MİT ve devletin istihbari birimlerinin
bilgisi olmadan hareket edemez” dedi.
Oysa, Türkiye'nin yaşadığı Reyhanlı tecrübesi Yüksekdağ'ı
yalanlıyordu. 2013 yılında, 52 kişinin ölümüyle, 146 kişinin
yaralanmasıyla sonuçlanan ve ülke çapında büyük bir infial
uyandıran Reyhanlı patlamasının üzerinden aylar geçtikten sonra
ortaya çıkmıştı ki, faturası o dönemki hükümete kesilen olayın asıl
sorumlusu hükümet değil, MİT'in defalarca uyarmasına rağmen
herhangi bir işlem başlatmayan savcılıktı.
Kaldı ki önceki gün Suruç'ta patlayan bomba, sadece Kobani
nedeniyle PYD'yi ve Kürtleri hedeflememişti. Eylemin Türkiye
sınırları içerisinde gerçekleşmesi, -kanaatimce- hem IŞİD'in
Türkiye'nin Rojava-Kobani politikasından rahatsız olduğunu
gösteriyor, hem de Türkiye içinde son dönemlerde giderek yoğunlaşan
IŞİD karşıtı güvenlik önlemlerine bir