Geçirdiğimiz kanlı yaz, bir terör örgütüne ve o örgütün
sözlerine asla güvenmemek gerektiği gerçeğini, Türkiye'ye kalpleri
sızlata sızlata, yürekleri dağlaya dağlaya öğretti.
PKK, pusu kurdu, bomba patlattı, taradı, enseye sıktı, iç savaş
çağrısı yaptı, özyönetime soyundu; olmadı, bir türlü tutmadı. Her
gün şehit haberiyle sarsıldı memleket; üzüldü, öfkelendi,
umutsuzluğa düştü; ama kardeş kardeşe düşmedi; Kürtler ve Türkler
birbirine girmedi.
Yaz mevsiminde olanlar sadece bunlar değildi; yaz boyunca
Demirtaş'ın yüzündeki cici çocuk maskesi de her gün ama her gün bir
kez daha düştü; “TSK yenildi yine yenilecek” derken; YDG-H'nin
yardım çığlığı üzerine onları korumaya almak üzere Cizre'ye
yürürken ve daha onlarca kez… HDP ile PKK arasındaki göbek bağını
biliyor; ama saz çalıp türkü söyleyen adamın; her gün evlere
ateşler düşerken göstermelik de olsa şiddeti ve terörü
kınayamayacağını tahmin etmiyorduk, öğrendik.