Sanırım bu da Kürd'ün Roboski'siydi. 15 ton patlayıcı yüklü
kamyonu Diyarbakır'ın Sur ilçesine bağlı Sarıkamış Mahallesi'nin
Dürümlü mezrasında patlatan PKK, 13 Kürdü katletti. Kurbanlar bomba
yüklü kamyonun köylerinde kalmasını istemediği için, hem
canlarından oldu, hem de PKK tarafından “yerel işbirlikçilikle”
suçlandı.
Oysa, geçen seçimlerde o köyün, 3 kişi dışında kalan tamamı HDP'ye
oy vermişti. Bedenleri lime lime olmuş, toplam ağırlığı 60 kilo
gelen o 13 kişi, dün düzenlenen cenaze töreninden sonra yan yana
toprağa verildi. Bir köyü değil, neredeyse bir ilçeyi havaya
uçurabilecek, Diyarbakır'ın koca bir semtini yok edebilecek o bomba
yüklü aracı köylerinde istemedikleri için başlarına geldi
bunlar.
Bunlar özgürlükçü, adalet arayıcısı, barış savunucusuydu, değil mi?
Yere izmarit dahi atmayan ekolojistler, halkların kardeşliği için
çabalayan barışseverler, sadece gaspedilmiş haklarının peşinde
koşan adalet arayıcısı madunlardı, değil mi? Peki, o köylülerin
haklarını kim savunacak, onlar için kim adalet arayacak? Roboski'de
yeri göğü inletenler Dürümlü'de işlenen PKK katliamına karşı söz
yükseltebilecekler mi?
Sanmam. Zira şimdiye dek, ne imzacı akademisyenlerden, ne Roboski
için yıllardır ağıt yakan Kürt dostu liberallerden, ne güya Kürt
halkının sorunlarına duyarlı sivil toplum kuruluşlarından, ne de
sabah akşam Erdoğan'a diktatör yaftası yapıştırıp “Kürtleri
katlediyorlar” haberi yapan dış basından ses çıkmadı.