Özlem Albayrak Yeni Şafak Gazetesi

Eveleme geveleme develeme bitti

Geçtiğimiz hafta siyaseti bıraktığını açıklayan Emine Ayna'nın, Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği röportajı okuyorum. Ayna hanımın siyasetten çekilmesinin başlangıç noktası, “7...

10 Şubat 2016 | 178 okunma

Geçtiğimiz hafta siyaseti bıraktığını açıklayan Emine Ayna'nın, Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği röportajı okuyorum. Ayna hanımın siyasetten çekilmesinin başlangıç noktası, “7 Haziran'ın hemen ertesinde Cumhurbaşkanı'nın bu seçimi tanımadığını söyleyerek “tekrar seçim” istemesi” imiş. Yanlış hatırlamıyorsam, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Emine Ayna'nın iddia ettiği gibi seçimi tanımadığını söylememişti. Hem, Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'nin koalisyonla yönetilmesini ülkenin hayrına görmeyip tekrar seçimi tavsiye etmesinin Emine Ayna'yı neden bu kadar enterese ettiği de muamma.
Sakın Emine Ayna, PKK 7 Haziran'dan sonra tekrar insan katletmeye başladığı için siyaseti bırakmayı düşünmüş olmasın. Zira terör tekrar başladıktan sonra ne HDP'nin hükmü kaldı, ne de Emine Ayna'nın bir işlevi…
Zaten röportajın ilerleyen satırlarında da, “dağa mı çıkacaksınız?” sorusunu “sine-i millet diye bir tabir vardır. Halkın içindeyim. Halk bu mücadeleyi nasıl yürütüyorsa, halk neredeyse ben de orada onu yaşıyor olacağım” diye cevaplıyor Emine hanım. “Dağa mı çıkacaksınız?” diye sormak art niyetlilikmiş. “Halk neredeyse ben de onu yaşıyor olacağım” diyor. Halkın nerede olduğunu Emine Ayna'ya söyleyelim; sokaklarına hendek kazılan, devletin güvenlik güçlerine karşı PKK tarafından neredeyse canlı kalkan yapılan o halk; şehirlerini, ilçelerini bırakıp göçüyor. Küçük çaplı bir kavimler göçü oluştu hendek stratejisi sayesinde, ama Emine hanımın sözünü ettiği halk; herhalde varını yoğunu bırakıp giden gariban Kürtler değil; nişanlısıyla birlikte çarşı izninde olan gencecik bir subayı sırtından kurşunlayanlar, eşinin-çocuğunun gözü önünde asker tarayanlar, örgüte evinin kapısını açmadı diye 70 yaşında bir ihtiyarı dahi infaz edebilenler sanırım.
“Ambulanslar yaralı PKK'lıları almaya gelseydi, siyaseti bırakmazdım” gibi bir cümle de kuruyor röportajın bir yerinde Emine Ayna; gösterdiği bu engin şefkat keşke sadece PKK'nın yaralılarına-ölülerine olmasaydı, keşke o merhametten bir dirhem de kaza var diye çağırıldığı yerde PKK tarafından pusuya düşürülerek hayatını kaybeden trafik polisinin ya da katledilen bebeklerin payına düşseydi. Ama hayır, Emine Ayna rikkatini ambulansı yakıp, şoförü öldürüp, sağlık personelini kaçıranlara tahsis ediyor; şehirlerde can güvenliği bırakmışlar gibi, mayınsız, hendeksiz yol varmış gibi, ambulanslara roket atmamışlar gibi, ya sırttan vurarak ya da pusu kurarak kahpece öldürmüyorlarmış gibi “ambulans gelmedi” diyor. Hem “savaş” kelimesini ağzından düşürmüyor, hem de “düşman”dan ambulans bekliyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Keşke bir ömrü daha adasam bu yola” 04 Eylül 2019 | 281 Okunma “Başörtüsünü kitlelere yaymak için Rabbim’e dua ettim” 30 Ağustos 2019 | 2.597 Okunma Emine Bulut cinayetinin gösterdiği 28 Ağustos 2019 | 2.274 Okunma Yanan ormanlarımız 23 Ağustos 2019 | 169 Okunma Gençlerin göçü 16 Ağustos 2019 | 486 Okunma