Uzun bir süredir, genç, eğitimli vatandaşların Türkiye’den göç ettiği konuşuluyor. Bu konu köşe yazılarında yazılıyor, belgesellere konu oluyor, tartışma programlarında ve hatta kişisel sohbetlerde dile getiriliyor. Tanıdığım pek çok kişi yıllar boyunca, bunun Erdoğan’ın tavizsiz muhaliflerinin uydurduğu ya da abarttığı bir şayia olduğuna inanmayı tercih etti. Çünkü böylesi, zihin konforu sağlıyor, nerede hata yapıldığıyla yahut nasıl düzeltileceğiyle ilgili düşünce eforu gerektirmiyordu.
Oysa yurtdışına göçte sahiden yükselme var. 2016 yılından itibaren eğitimlilerin göç oranı yüzde 42.5 artış göstererek 250 binin üzerine çıktı. Bu kişilerin çoğunun 2016 yılında 15 Temmuz darbesi nedeniyle çıkarılan KHK’larla işlerinden uzaklaştırılanlar olduğunu varsayabiliriz. Dolayısıyla gidenlerin bir kısmının Türkiye’de devlete güvenlik tehlikesi oluşturabileceğinden, gitmelerinin daha hayırlı olduğunu bile düşünebiliriz.
Fakat bu durum, beyin göçü konusundaki sorunumuzun sadece üstünü örtüyor.
2017’de yurtdışına göçenlerin yüzde 14.4’ünü 20-24, yüzde 15.5’ini de 25-29 arası yaş grubu oluşturdu, TÜİK’in yayınladığı 2018 rakamlarında da manzara değişmedi, 2018’de Türkiye’den göç edenlerdeki artış Türkiye’ye göç edenlerdeki artışı geçti. Aynı yıl göç edenlerde yüzde 15.7 ile 25-29 arası yaş grubu ilk sırayı alırken, bunu yüzde 13.2 ile 20-24 arası yaş grubu izledi. Gidenlerin neredeyse yüzde 30’unu oluşturan 20-29 yaşları arasında bulunan bu genç göçmenlerin çoğunluğunun KHK göçmeni olmadığını varsayabiliriz. Çünkü 15 Temmuz nedeniyle yapılan KHK ihraçlarının daha çok orta yaş grubu çalışanlara yönelik olduğunu biliyoruz.
Sözün özü, 2017 ve 2018’de Türkiye’den giden genç göçmen rakamlarına bakarak rahatlıkla şunu söyleyebiliriz; Türkiye’nin verdiği göç büyük oranda beyin göçü ve bu, bir an önce önlem alınması, tersine çevrilmesi gereken bir dikkat göstergesi, bir alarm olarak önümüzde duruyor. Bunun orta vadede Türkiye’ye büyük bir zarar vereceği aşikar.
İçinde bulunduğumuz yıl başında IEFT’nin yatığı araştırmaya göre yurtdışında eğitim gören gençlerin de, neredeyse 4’te 3’ü geri Türkiye’ye dönmek istemiyor. Gidenlerin gitme nedenlerinin başında ise iki başlık geliyor, birincisi Türkiye’de ifade özgürlüğünün olmadığının düşünülmesi, ikincisi ise kariyer ve iş bulma konusundaki umutsuzluk. İlk maddeye baktığımızda, evrensel hukuk kurallarıyla çelişen gözaltı ve tutuklamaların Türkiye’de ifade özgürlüğü düşüncesini sakatladığı ortada. Hükümet kanalları ne kadar aksini iddia ederse etsin, bu biraz da atmosfer işi. Eğer vatandaş özgürce konuşamadığını, fikrini açıklayamadığını düşünüyorsa, buna inanıyorsa; siz ne kadar aksini iddia ederseniz edin, kanaat değişmez, geçmiş olsun.