Darbenin üstünden bir aya yakın bir zaman geçti. Bu eylemin
neden ve kim tarafından yaptırıldığı, olayda kimin maşa olarak
kullanıldığı konularında herhalde kafalarda şüphe kalmadı. Ama
FETÖ'nün Türkiye'deki tabanını oluşturan, onbinlerce, belki
yüzbinlerce insanın nasıl olup da bu kadar kolay ve derin
kandırılabildiği bir kez daha üzerinde konuşmaya değer diye
düşünmekteyim.
Çünkü terör eylemlerine bizzat bulaşmadığı halde hala Fetullah
Gülen'in söylediklerine inanan, Fetullah'ı savunabilmek adına
darbeyi bile gerekçelendirebilen bir taban, -çözülmelere rağmen-
var. İşin kötüsü bu inanmışlık, hocalarının CIA'in maşası olduğunun
neredeyse kanıtlarıyla ortaya çıkmasına, eline kan bulaştığı ortada
olmasına rağmen var. Bu ölümüne inanç da, tuhaf olduğu kadar
sosyolojik de bir olgu.
Mesele şu: Seküler ya da dini her cemaatin bir değerler sistemi
vardır ve bu sistemin ilkeleri o cemaatin lideri ya da önde
gelenleri tarafından belirlenir. Cemaatin çatısı altında biraraya
gelen insanların da, o ahlaki düzenin kurucusu ve taşıyıcısı
oldukları varsayılır. Daha önce de yazmıştım; bu ahlaki düzen,
bağlılarının tamamına onur sağlar, dayanışma getirir ve kolektif
davranma yetisi verir. Bu, o cemaat üyelerinin kendilerini ve
eylemlerini meşrulaştırmanın da yoludur.