Haberi duymuşsunuzdur; Merkel bu Pazar İstanbul'a gelecek; Cumhurbaşkanı ve Başbakan'la temaslarda bulunacak. Bu ziyaretin nedeninin ise, hem Suriye konusunu ele almak, hem de geçtiğimiz Cumartesi tarihinin en büyük terör saldırısıyla sarsılan Türkiye'ye destek vermek olduğu söyleniyor.
Bendeniz, ne Merkel'in ne de benzer konumdaki diğer politikacıların Türkiye'nin son terör saldırısında ne yaşadığıyla çok ilgilendiğinden emin değilim. Sadece Türkiye Almanya çapındaki Avrupa ülkeleri için rakip olduğundan değil; ülkelerin uluslararası stratejilerinde bu ve benzeri tür hassasiyetlere genellikle yer olmayacağı için…
Fransa'daki Charlie Hebdo saldırısı tıpkı İkiz Kuleler'e yapılan saldırı kadar “istisnai”ydi ama. O saldırıdan sonra tüm dünya liderleri elele verip yürüdü. Çünkü Charlie Hebdo, terörün Avrupa'nın kalbine kadar sokulabildiğinin kanıtıydı; korkutucu olmasının nedeni de buydu. O kortejdeki her Avrupalı lider, Fransa için değil, terörün Avrupa coğrafyasında vuku bulabilmesi nedeniyle, kendi ülkesinin güvenliğinden duyduğu endişeyle yürüdü. Doğulu liderlere gelince, “teröre destek vermek” presinden o kadar çok bunalmışlardı ki; “teröre karşı” olduklarını dünya aleme göstermeleri şart gibiydi.