Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kazakistan ziyaretinin herhalde en anlamlı sonucu İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan çıkan Arakan bildirisiydi. Başkent Astana’da yapılan ve başkanlığını Erdoğan’ın yaptığı toplantıda Myanmar hükümetine insan hakları sözleşmelerine uyma çağrısı yapıldı ve ardından 19 maddelik sonuç bildirisi yayınlandı.
Bildiri birkaç gün önceki haberlerde yeraldı. Yine de bu anlamlı çabadan biraz bahsetmek gerekirse, bildiride Arakan eyaletinde Müslüman topluluğa yönelik uygulanan sistematik baskılar ve sivillere yönelik zorbaca eylemlerden duyulan kaygı vurgulanarak, Myanmar hükümetine uluslararası hukuktan ve insan hakları sözleşmelerinden kaynaklanan yükümlülüklerine uyma çağrısı yapıldı. Bildiride Müslümanlara ait konut, ibadethane ve kuruluşlara ait binaların yok edilmesi gibi ayrımcı uygulamalar olduğuna işaret edildi. Arakanlıların 1982’de çıkan Vatandaşlık Yasası ile yurttaşlık statülerini kaybettiği hatırlatılarak, Müslümanların bu yolla temel haklarından yoksun bırakıldığı belirtildi.
Liderler, Myanmar hükümetinden, Arakanlı Müslümanlara uygulanan sürgün siyasetine ve Müslüman azınlığın İslami kültür ve kimliğini silmeye yönelik girişimlerine son vermesini istedi. Bildiride sorunun barışçı ve diyaloga dayalı yöntemlerle çözülmesi, bu yönde atılacak adımların toplumsal gruplar arasında uyumu gözeten kapsayıcı bir çözümü hedeflemesi gerektiğine dikkat çekildi. Ve Myanmar hükümetine eski Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan öncülüğünde hazırlanan Arakan Danışma Komisyonunun tavsiyelerine uyma çağrısında bulunuldu.
Bu tür “sonuç bildirgeli” toplantılar, komisyon kararları, kınama açıklamaları genellikle beyhude bir çaba olarak görülür, sahiden de genellikle kötü gidişatı değiştirmez, zulmü sona erdirmeyi bırakın, azaltamaz. Çünkü “yaptırım gücü” yoktur, bağlayıcılığı uyarıyı yapanlarla sınırlıdır, dolayısıyla “bildiri” uyarıları insan katledenlerin umurunda olmaz. Yine de Astana’dan çıkan Arakan bildirisini önemsiyorum; zira Arakanlılar o kadar yalnız ki, Myanmar hükümeti nasılsa kimse bize bakmıyor diye insanlık hudutlarını o kadar aşmış durumda ki… En azından Myanmar’a Müslüman ülkelerin “uyumadığının” bildirilmesi bile bir aşama; en azından Arakanlılar’a çok uzaklarda, başka ülkelerde onlar için üzülenlerin de varolduğunun bildirilmesi bir moral, diye düşünüyorum.
FETÖ OKULLARININ YERİNİ MAARİF VAKFI DOLDURUYOR
Astana’da liderler İslam İşbirliği Teşkilatı toplantılarını gerçekleştirirken; gazeteciler de Yunus Emre Enstitüsü’ne misafir oluyor; eğitim alanında Maarif Vakfı tarafından çeşitli ülkelerde atılan adımları ve TİKA’nın bölgedeki etkinliklerini dinliyorlardı.