Kenan Evren öldü. Düşük katılımlı bir cenaze töreninin ardından
da defnedildi. Yaptıkları nedeniyle eleştiriliyor, kınanıyor, telin
ediliyor.
Anayasası ise halen yürürlükte, bütün Türkiye'de...
Allah var, bazı solcular O'ndan çok ekmek yediler. 12 Eylül
darbesinden ne çok çektiklerine dair yazılar yazdılar, sinema
filmleri çektiler, çıkıp çıkıp romantik konuşmalar yaptılar,
darbeyi küçük bir çocuğun gözünden anlatan filan romanlar yazdılar,
iyi de birikim yaptılar. Kenan Evren'i ve onun yaptığı darbeyi
eleştirmek neredeyse bir kazanç kapısı haline geldi; derin iç
çekişlerle, uzaklara dalan hülyalı gözlerle, arkadaşlarının başına
gelenleri anlatırken duygusallaşan tonlamalarla yıllar, yıllar
geçirdiler.
Aynı kişiler, 27 Mayıs için ağıt yakmamıştı ama; 12 Eylül gibi “bir
sağdan bir soldan” alıp götürmemişti zira 27 Mayıs. Seçilmiş bir
Başbakan ve üç Bakan asılmış, millet iradesi toptan okka altına
gönderilmişti. Bunun için 27 Mayıs'a cuntanın kendi yaptığı işe
koyduğu isimle “ihtilal” dediler. Hatta “Türkiye'nin en özgürlükçü
anayasasına zemin hazırladığı” gerekçesiyle
meşrulaştırdılar.
12 Eylül'e, gerçekleştirilen eylemin darbe olmasından dolayı karşı
çıkmadılar yani. 80 darbesinden, 1-Solcular da sağcılarla beraber
cezalandırıldığı için ve 2-“Yobazların” önü açıldığı için nefret
ettiler.