Tarihi boyunca ilk kez demokrasiye geçme denemesi yapan
Mısır'da, son iki yıl içinde olanlara bakın; çıplak gözle
görebileceğiniz en belirgin şey Batı'nın ikiyüzlülüğüdür. Sözkonusu
hipokrasi, Mursi'ye verilen idam cezası karşısında Batı'dan çıkan
“bol kınama, sıfır eylem” tepkisiyle de, bir kez daha
tescillenmiştir.
Üstelik bu, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, hangi pozisyonda
bulunursa bulunsun; duruma ahlaki, tutarlı, hesapsız ve çıkarsız
bakabilen herkesin görebileceği kadar açıktır: Ünlü entelektüel
Tarık Ramazan, Mursi'ye verilen idam kararının ardından Twitter'da
şöyle yazdı sözgelimi: “Doğu'dan ve Batı'dan, Erdoğan dışında hiç
kimse, bu konuda konuşacak kadar insanlık onuruna sahip çıkamadı.
Politik, jeo-stratejik ve ekonomik çıkarlar, insanlık onurundan
önce geldi. Müslüman Kardeşler'e ya da İslamistler'e karşı olmak da
bu korkaklığı, sinikliği ve onursuzluğu aklamaz. Rezalet.“
Peki, vaktiyle Ortadoğu'ya demokrasi götürme konusunda dayanılmaz
bir heves duyan Batı ülkelerinin, Mısır'da halk hareketi sonucu
ortaya çıkan demokrasinin daha emekleme aşamasında öldürülmesine
yönelik suskunluğunun sebebi nedir?