Suriye'de yine insanlık öldü. Esed rejiminin kimyasal silahla
vurduğu İdlib'de onlarca çocuk ve kadının aralarında bulunduğu
100'den fazla insan korkunç bir şekilde can verdi, yüzlercesi de
yaralandı. İdlib'den getirilen 3 cesede Adana'da yapılan otopsi
ise, bu insanların kimyasal silahla katledildiğini kanıtladı.
Gerçi olay yerinden ulaşan, insanların vücutlarında hiçbir açık
yara bulunmamasına rağmen çırpına çırpına can verdiğini gösteren
görüntüler, onların kimyasal silaha maruz kaldığı konusunda otopsi
raporuna filan mahal bırakmıyordu. Ama, dünyanın geri kalanı
yaşanan vahşet konusunda şüphe etmesin diye, Dünya Sağlık
Örgütü'nün de katılımıyla, gerekli otopsi prosedürü tamamlandı.
Savaşta insanlık kadar gerçeklik de yok olabilir çünkü. Nitekim
olayın hemen ardından bazı yabancı yayın organlarında bu eylemin
“isyancılara” yaradığı ve Esed'i kınamak için acele edilmemesi
gerektiğini söyleyen haberler yer aldı. Ayrıca, katliamdan hemen
sonra, Suriye Dış İşleri Bakanlığı'nın kimyasal silah kullanımını
kınaması, komik olmayan bir şaka değilse, olsa olsa bu işin
sorumluluğundan kurtulma çabasıyla açıklanabilirdi.
Esed'in halkını zehirli gazlarla öldürdüğü daha önce defalarca
kanıtlanmasına rağmen, açıklamada, Suriye Ordusu'nun halkına ve
teröristlere karşı kimyasal silah kullanmadığı ve kullanmayacağı
bildiriliyor, Nusra Cephesi ve DAEŞ hedef gösteriliyor, bu iki
terör örgütünün kimyasal silah depoladığı iddia ediliyordu. Bu, tam
olarak cambaza bak metoduydu. Zira, sadece DAEŞ'le savaşılarak
Suriye'de masumların ölümünün önüne geçilemeyeceği şu ana dek
anlaşılmış olmalıydı. Nitekim BM rakamları Suriye Savaşı'nın
başladığı 2011 yılından bu yana, bölgede 500 binin üstünde insanın
öldüğünü gösteriyor.