Geride bıraktığımız 2016 yılını tanımlayacak kelimenin ölüm
olduğunu düşünürken ve ölülerimizi anarak yeni yıla girmeye
niyetlenirken; 2017 de, bir kötü kaderi devralır gibi terör
saldırısıyla ve 39 insanımızın hayatını kaybetmesiyle başladı.
Eylemin yılbaşında yapılması, kurbanların Reina'da yeni yılı
kutlayanlar olması ise, daha önceki terör saldırılarında
karşılaşmadığımız, baş edilmesi gereken yeni bir duruma sebebiyet
verdi: Hayat tarzı tartışması... İşler hangi ara bu noktaya vardı
bilmiyorum, ama son gördüğümde muhafazakarların çoğu sosyal
medyada, yılbaşı kutlamalarına neden daha yüksek sesle destek
vermediği noktasında tekmil verme noktasına sürüklenmeye
çalışılıyordu.
Öncesi de vardır, ama benim gazeteciliğe başladığımdan bu yana
gündemde olduğuna bizzat şahitlik ettiğim, bu sürede
muhafazakarların kendini bir türlü izah edemediği bu tartışmadan
hakikaten bıkkınlık duyuyor olmama rağmen bu konuya döneceğim. Ama
her şeyden önce 2016'da gidenleri anmak ve kaybettiklerimizi
hakkıyla uğurlamak isterim doğrusu. O nedenle önceliği
şehitlerimize, zamansız gidenlerimize vererek 2016'da aramızdan
ayrılanları hatırlamak ve okura da hatırlatmak isterim: